BU ÇOĞALMA İLE Mİ ÖVÜNECEĞİZ

“Allah rızkını verir”

“Allah deldiği boğazı boş bırakmaz”

“Allah verdi,ben ne yapayım”

Hesapsız, kitapsız,proğramsız üremeye bulduğumuz bahanelerden bir kaçı…

Hele bir de “ Çoğalın,ben sizin çokluğunuzla övüneceğim “ sözünü çarpıtıp, ardına sığınma var ki tam karamizah.

Yerel yardım kuruluşlarında gönüllü çalışan biri anlatmıştı.Kenar mahallelerde  Kapıyı çalıp içeri girdiklerinde yerde yan gelmiş 30 lu yaşlarda çalışmayan bir baba , değil çocuk büyütecek , kendisi bile olgunlaşmamış,büyümemiş bir anne , avluda,sokakta dolaşan, aralarında birer  yaş olan kendi başına büyüyen 7 çocuk…

Daima yardım bekler halde insanların eline bakan,yardım aldığı için en küçük bir eziklik duymayan, devlet bize mecbur bakmaya,insanlar yardım etsin diyen bir kafa yapısı.Aldığı yardımı basitte olsun bir iş kurma için değil keyfine,kumara,uyuşturucuya harcayanlar.

Nezaket,iyilik,iyi insan olma,konuşma üslubu,karşısındakine nasıl davranılacağı kendisine öğretilmeyen çocuklar.

Kamu malına,çevresine zarar vermenin kötü olduğunu bilmeyen bir nesil.

Hayatta kalmak için her şeyin kendisine mübah olduğuna inanan çocuklar.

Herbiri geleceğin potansiyel suç makinaları.

Onları yetiştirmekten,eğitmekten  bıkmış, vazgeçmiş okullar,öğretmenler…

Caminin,hocanın da esamesi okunmuyor artık. Kendilerini güncellemeyen dindar kesimin kemikleşmiş kafa yapısının ürettiği düşünceler  yüzünden uçkurlarına çok kolay bahane buluyorlar.Dindar kesimde  ha babam yardım toplayıp dağıtarak ,tembelliği ve hazır yiyiciliği teşvik ediyor.Amaç bunların kalplerinin dine karşı yumuşaması ise acaba bu çoğalanların kaçını kazanabiliyorlar?

Beri tarafta 2 çocuğunu eğitmek ,onun geleceğini temin etmek için çırpınan,ihtiyaçlarına yetişmek için çabalayan,çocuğum topluma devlete faydalı  birey olsun diye gayret sarfeden aileler. Öte tarafta 10 yılda 8 çocuğu ortaya çıkaran hiçbir şey umurlarında olmayan bir kesim…

Kırsalda yakın zamanda tarlalarda ev yapacak yer kalmayacak. 30 yıl önce elinde 100 dönüm olan kişinin torunlarına şu an 2 şer dönüm arazi kalmış durumda.Onların çocuklarına da birer saksı toprak düşecek…

Köylerin bir kısmı barut fıçısı.Artık ekmek yetmiyor,komşularına,çalışıp kazanana göz dikiyorlar.En çok problem kardeşler ,akrabalar arasında çıkıyor.

Kamu otoritesinin bu niteliksiz,kartopu misali çoğalma konusunda  hiçbir proğramı,Hiçbir ön tedbiri yok.Görevliler bize ne kafasında…

Göçmenlerde aynı kafada. 2011 de gelen göçmenler 10 yılda 7-8 çocuk sahibi oldular.Sosyal yardım alabilmek için çoğalmaya da devam ediyorlar.

Askerimiz çoğalıyor deseniz o da artık hikaye… Gelişen dünyada kalabalıkların hiçbir önemi yok. 3-5 uçakla,200 km.öteden atılan füzeyle bir şehri darmadağın ediyorlar artık. 

Sizce kendine hayrı olmayan,ilkel güdüleriyle hayatta kalmaya çalışan bu çoklukla biz gerçekten övünecekmiyiz?