Âziz ve Celil olan Rabbimizin fermanı: "Sakın zâlimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur. Aslında sizin Allah’tan başka hiçbir dostunuz, yardımcınız ve sizi sahiplenecek hiçbir güç yoktur. Öyleyse O’ndan başka bir dost aramayın; aksi halde O’nun yardımından da mahrum kalırsınız. (Hud,113)
Düşmanına benzemek/meyletmek demek, celladına aşık olmaktan başka bir şey değildir! İnsanlık tarihi, bir yönüyle kazananlar ile kaybedenlerin tarihidir... Zalimlerin egemen olduğu toplumlar, güçlünün haklı; zayıfın haksız olarak telakki edildiği toplumlardır. Beşeri düzenler, ideolojiler, izmler; bu manada, insanın temiz fıtratını kirletmek için üretilmiş olan zehirli dünya görüşlerinden başka bir şey değildirler. Onun için, bakınız bilge komutan Aliya İzzetbegoviç; savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir derken, Ümmetin asırlardan beri sürüp gelen parçalanmışlığının nedenlerini hatırlatmaktaydı aslında!
İbn-i Haldun'un; "Mağluplar, galipleri taklit ederler sözü, Özellilekle söz yüz yılda İslâm âleminin içinde bulunduğu durumu özetlemektedir! Birinci dünya savaşına, Almanya ile müttefik olduğundan dolayı savaşa girmeye mecbur edilen Osmanlı Devleti; 1918 de savaşın sona ermesiyle mağlup ve bitkin olarak ayrıldığında, elde avuçta hiçbir şey kalmamıştı neredeyse. Hal böyle olunca, pusuda bekleyenler; II Abdülhamid'i tahttan indirmek için bahaneler/senaryolar üretmeye başladılar! İşte bahanecilerin öne sürdükleri bahanaler:
31 Mart Vakası, İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidara tam hakim olmak ve Sultan II. Abdülhamid'i etkisiz hale getirmek için bir bahane olmuştu. İttihatçılar, kendilerinin sebep olduğu bu isyanın faturasını padişaha keserek 'hal' edilmesine, yani Abdülhamid'in tahtan indirilmesine karar vermişlerdi.
27 Nisan 1909'da Said Paşa'nın başkanlığındaki Meclis-i Umumi, 2. Abdülhamid'in hilafet ve saltanatının sona erdirilmesine karar verdi. Türk, Ermeni, Yahudi ve Arnavut'tan oluşan parlamento heyeti Yıldız Sarayı'na giderek Sultan Abdülhamid'e tahttan indirildiğini tebliğ etmişlerdi.
(www.aa.com.tr › kultur-sanat)
Artık olanlar olmuş ve vatan toprağı parsellenmeye müsait hale gelmişti. Vatan hainlerinin kahraman, vatanseverlerin de vatan haini ilan edilmenin devri fiilen başlamış oluyordu. Çünkü, kendilerine rahatın battığı insanlar; Avrupalının ağzıyla konuşuyor ve memlekette hürriyet yok istibdat var yalanını hiç çekinmeden ileri sürebiliyorlardı. Ümmetin çocukları, 2 Abdülhamid'e kızıl sultan demeye başladıkları andan itibaren, maddi ve manevi olarak savaşı kaybetmişlerdi zaten... Sonra ne olduysa hep azar azar oldu, koskoca bir imparatorluğun tüm kazanımları bir kaç yıl zarfında yok olup eridi gitti! Pardon yok edildi!... Altı yüz yıl hüküm süren, koca bir cihan devletini; altı günde, altmış yetmiş parçaya böldüler! Zalimlerin zaferi, ümmetin çocuklarını sevindirirken; emperyalist devletler her tarafa palazlanıp halkı Müslüman olan coğrafyaların yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendi ülkelerine akıtmaya başlıyorlardı! Gaflet uykusuna dalanları, Rabbimiz şöyle uyariyordu ama, duyanlar nerede?
"Bir de öyle bir fitneden sakının ki o içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, hepinize şamil olur. Biliniz ki Allah’ın cezalandırması şiddetlidir."(Enfal, 8/25) Sekülerleşme ve düşmana özenme hastalığı, Müslümanların iliklerine kadar işleyince; tüm iş ve yatırımlarını dünya hayatına yaptılar! Şu ayeti kerimenin haber verdiği gibi:
"Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır.
Al-i İmran, 14)
İşte, Ümmetin özellikle son yüz yılı, ilahi mesajda geçtiği gibi; dünyevileşme ve düşmana özenmekle geçti. Geçti de ne demek, tükenip eridi, yok oldu... Düşmana benzemekle, savaşı da imtihanı da kaybeden islâm âleminin; yeniden dirilişe/ayağa kalkması için tek bir seçeneği kalmıştır. O da, Kur'an ve Sünnet etrafında birleşip Ümmet ruhunu yeniden canlandırmakla, kendi Fatih'lerini ve Selaheddin'lerini yetiştirmektir... Kalın sağlıcakla efendim.
27 Temmuz 2023
Perşembe.