SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

Konuya, günümüzde ve yaşadığımız ülkede gündemden düşmeyen; haklarını (!) iddia ettiklerini savunan Lgbt'lerin yaptıklarına, Kur'ân'i Kerimin olaya bakan beyanıyla bakmak istiyoruz:

Elçiler “Ey Lût! Biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamayacaklar. Sen gecenin bir vaktinde ailenle birlikte yola çık. Eşin hariç, sizden hiç kimse geride kalmasın. Çünkü onların başına gelecek olan, şüphesiz onun başına da gelecektir. Onlar için belirlenen zaman, sabah vaktidir. Sabah da yakın, değil mi?” dediler.

Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine sağanak halinde, rabbin katında işaretlenmiş taşlar yağdırdık. Böyle cezalar zalimlerin başından hiç eksik olmaz... (Hud: 81,82,83)

Peki, Lut (a.s)'un kavminin helâk olmasına sebep olan amelleri  neydi sormak gerekmez mi? Günümüzün modern dünyasında, cinsiyet eşitliği adı altında; kadın ve erkeklerin ameliyatla cinsiyet değiştirmeleriyle, Lut Peygamberin, yoldan çıkmış olan sapık kavminin irtikap ettikleri fiilleri arasında hiçbir fark var mıdır? Yoktur! Lût’un (a.s)un kavminden (iyi kişilerin varlığı da sözkonusu), o çirkin fiili yapmayanlar; Tevhid inancını inkâr edip sırt çeviren, sayıları otuz altı veya kırk kişi diye rivayet edilen kimselerle oturup kalktıkları, onları uyarmadıkları, onlardan ilişkilerini kesmediklerinden dolayı; gelen ilahi azap hepsini toptan silip süpürdü ve yok etmişti! 

Konuya daha iyi açıklama getirmek için, ilgili âyetlerin tefsirlerine bakalım:

Elçiler Hz. Lût’un iyice bunaldığını görünce kimliklerini açığa vurarak ona kavmini helâk etmek için geldiklerini bildirdiler. Bu arada bir mûcize olarak yüce Allah elçilere sarkıntılık etmek isteyenlerin gözlerini kör etti (Kamer 54/37); artık Lût’u da yanındakileri de göremez oldular. Lût’un aile fertleri dışında ona inanan kimse bulunmadığı için (Zâriyât 51/36) melekler Hz. Lût’un, karısı dışındaki aile fertlerini alıp gecenin bir vaktinde şehri terketmesini istediler. Karısı iman etmediğinden o da kâfirlerle birlikte yok olacaktı. Lût ilâhî emir uyarınca geceleyin ailesini alıp şehirden çıktı; tan yerinin ağarması azabın gelmekte olduğunu haber veriyordu. Nitekim güneş doğarken onları korkunç bir gürültü yakalamış, ardından şiddetli bir depremle şehir alt üst olmuş, üzerlerine taş yağmış, yok olup gitmişlerdir (Hicr 15/73-74).

 

Lût kavminin başına gelen bu felâketin biçimi ve zamanı farklı âyetlerde bazı nüanslarla verilmiştir. Meselâ olay burada, sabahleyin tan yeri ağarırken ülkenin altının üstüne çevrilerek üzerlerine taş yağdırılması şeklinde anlatılmıştır; Hicr sûresinde ise (73-74) ortalık aydınlanırken onları korkunç bir sesin yakaladığı, ardından da ülkenin altının üstüne çevrilerek üzerlerine taş yağdırıldığı bildirilmiştir. Bu âyetleri dikkate alan bazı müfessirler olayın tan yeri ağarırken başlayıp güneş doğarken sona erdiğini söylemişlerdir (bk. Reşîd Rızâ, XII, 136). Böylece Lût kavmi inançsızlık ve ahlâksızlığının cezasını çekerek tarih sahnesinden silinip gitmiştir. 83. âyetin son cümlesi Lût kavminin yaşadığı inançsızlık ve ahlâksızlığı yaşayan kimselerin başına bu tür felâketlerin gelebileceğine işaret etmektedir. (Kuran yolu Tefsiri) Şimdi, yaşadığımız toplumda; cinsiyet eşitliğinin yasalarla koruma altına alınmasını isteyen, ön ayak olmaya çalışan ve savunan gerek yetki sahipleri ve gerekse sıradan insanların, Lût (a.s)'ın Peygamber gönderildiği Sodom ve Gomore halkının sapık kavmiyle aynı şeyin serbest hale gelmesini istedikleri apaçık ortada değil mi?. Ki herif ve herifeler bunu hiç çekinmeden de her platformda dile getiriyorlar zaten... Nitekim, bir kısım sözde başları kapalı, kalpleri kilitli olan feminist kadınların da sözkonusu tiyatroya eşlik edip, Lgbt'lerin haklarının (!) koruma altına alınması lazımdır diye gerçek  niyetlerini dile getirmeleri tam bir zavallılık ve zilletin sonucundan başka bir şey değildir...

 

Güya halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkeyiz, gariptir; yüzde bir olan söz konusu olan gruh, yüzde doksan dokuzu hizaya getirdi getiriyor? Peki, burada bir gariplik yok mu sizce? Bakıldığında doksan dokuzun mu çok güçlü olması lazım, yoksa tek bir sayı olan "1"in mi diyesi gelmiyor mu insanın? Akıl ve havsalam, bazen durma noktasına geliyor. Şimdi kim kime yaranmak istiyor, ya da kim kimi kandırmaya çalışıyor, o da karmakarışık? Kısa öz ve net bilinmelidir ki; LGBT'LERİN yanında yer almak, onların isteklerinin hak olduğunu savunmak, cinsiyet eşitliği saçmalığına ön ayak olmakla; Lût (a.s)'un sapık kavminin irtikap ettikleri çirkin fiilleri arasında hiçbir fark yoktur! 

Bekle de görelim! Sabah yakın değil mi?

Kalın sağlıcakla. 

13 Temmuz 2023. Perşembe.