İSLAM MANTIK VE FELSEFE

 

 

Bütün gün evde. Hava çok sıcak. Bir gün sonra bayram. Kurbanlık fiyatları can yakıyor. Geçen seneye göre yüzde yüz artış var. Ekmek iki hafta önce 5 TL oldu, fırıncılar odası bayramdan sonra 8 TL olacağını duyurdu. Eylüle kadar 10 TL olacağa benziyor. Bir ekmek 10 TL. Şaka gibi. Ev kiraları yüzde iki yüz arttı. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete. İnternet dünyasında gezinti. Meşhur bir nurcu profesör Allah bizi ahirzaman fitnesi olan internet, televizyon, cep telefonu gibi belalardan muhafaza etsin diyordu. Bu zihnin arka planında bu gibi insanlık harikası şeyler fitne ve bela. Yani ellerinden gelseydi bütün bunların icad edilmesine veya kullanılmasına engel olurlardı. Bu manada din terakkiye manidir diyebiliriz. 

 

Öğleden sonra Murtaza Mutaharri'nin "İslami İlimlere Giriş Mantık ve Felsefe" isimli kitabın sayfaları arasında dolaştım biraz. İki-üç saate yakın halvet ettim satırları arasında. Mutaharri bana felsefeyi sevdiren isim. Ali Şeriati'den sonra en fazla okuduğum ve istifade ettiğim İranlı yazar. İşraki ekol, meşsai ekol, irfani ekol, kelami ekol. İlk ikisi daha ziyade felsefi, diğer ikisi dini. İşrakinin zirve ismi Suhraverdi, meşsainin zirve ismi İbn-i Sina, irfaninin zirve ismi İbn-i Arabi, kelaminin zirve ismi Gazali. Bunlara ek olarak son bir ekol daha var: Müteal (aşkın) ekol. Zirve ismi Molla Sadra. Molla Sadra bütün ekolleri kuşattığını söylüyor. Ve kendince meşsailerin boğulduğu sorunları çözdüğünü iddia ediyor. Vakti zamanında Abdülkerim Suruş'un mevzuyla alakalı "Evrenin Yatışmaz Yapısı" isimli dilimize tercüme edilen bir eserini okumuş ve epey etkilenmiştim. 

 

Kadim-hadis, ayni-zihni, illet-malul, varlık-mahiyet diğer bazı kavramlar. İşrakiler Eflatun'un takipçisi, meşsailer Aristo'nun. Bütün işraki ve irfani ekoller Eflatun'un adına "idealar dünyası" denen paltonun altından çıktı. İdealizm ile realizmin, arkeoloji ile teolojinin, fizik ile metafiziğin, beşeri ile ilahinin ezeli çatışması. Aslında düşünce tarihinin asıl savaşı işbu idealizm ile realizm savaşı. İdealcilerin piri Eflatun, realistlerin piri Aristo. İlginçtir, bütün bilim ve teknoloji ikinci akımın temsilcilerinin hummalı çalışmalarının bir neticesi. Tabiatı yönetenler ikinciler, toplumları yönetenler birinciler. Mistikler Hermes'ten bu yana insanlığın tümünü kaz gibi gütmüşler diyor Cemil Meriç. Haksız mı?

 

Aristoteles insanlık tarihinin en parlak zekası belki de. Eğer peygamberlik akılla, zekayla, bilgiyle, buluşla, icatla, birikimle alakalı olsaydı Aristoteles'in en büyük peygamber olması gerekirdi. Ne var ki peygamberliğin bunlarla pek bir alakası yok. İnsanları yönetenler insanlığa en az faydası olanlardır. Eflatun'un dünyasında üç ana izlek var: idealar dünyası, ruhun varlığı, bilginin hatırlama olması. Aristo bu üçüne de karşı çıkar. Hocasına göre daha materyalistçe denebilecek düşünceleri vardır. Meşsai yürüyen demek. Meş Kürtçe ve Farsça'da yürümek, adım atmak anlamına gelir. Aristo yürüyüş yaparken verirdi derslerini. Ondan dolayı takipçilerine yürüyen anlamına gelen meşsailer ismi verildi. Metafizik fizik ötesi tanrı, ruh gibi şeyler değil. Aristo kitabında fiziği anlattıktan sonra diğer bazı konulara geçiriyor. Buna şarihler fizik sonrası anlamına gelen metafizik adını koyuyor. Yani konunun soyut kavramlar olan tanrı, ruh, ahiret gibi şeylerle alakası yok.