DÜNYA MALININ ALDATICILIĞI!
Âziz ve Celil olan Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Dünya hayatının durumu, ancak gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki insan ve hayvanların yediği bitkiler o su sayesinde gürleşip birbirine girmiştir. Yeryüzü zinetini takınıp süslendiği ve halkının da onun üzerinde kendilerini güçlü sandığı bir sırada, geceleyin veya gündüzün emrimiz o yere gelir de bir gün önce hiçbir güzellik ve süsü yokmuş gibi, onu kökünden biçilmiş duruma getiririz; işte böylece iyi düşünen bir topluluğa âyetleri bir bir açıklıyoruz.” (Yûnus sûresi, 24)
İnsanoğlu, dünya malına karşı çok hırslı olduğundan dolayı; elinden gelse dünyanın hazinelerine sahip olmak ister. Halbuki, onun kısa bir ömrü vardı, o dünya malının peşinden koşup; Allah'a karşı olan kulluk vazifesini unutturken, aniden eceli onu yarı yolda yakalayıp, tüm düşlerine son verir! Tıpkı Rabbimizin şu ayetinde buyurduğu gibi:
“Nefsânî arzulara, özellikle kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı aşırı düşkünlük insanlara süslü gösterildi. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır.” (Âl-i İmrân sûresi 14)
“Ey insanlar! Allah’ın va’di gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) da Allah hakkında sizi kandırmasın.” (Fâtır sûresi, 5)
Bakınız, yakın tarihimizde yaşanmış olan şu iki hadise; bize dünya malının hiç de sanıldığı gibi değerli olmadığını ne güzel anlatılar: "Lübnan'ın en zengin adamı
Eymen Bistani, Beyrutu en iyi noktadan gören hakim bir tepede kendisine görkemli bir mezar yapar ve oraya gömülmeyi de vasiyet eder!
İlahi kader farklı tecelli etti, özel uçağı denize düştü. Milyonlara mal olan aramalar sonunda uçağı bulundu ama cesedine bir türlü ulaşılamadı... Uğrunda dişini tırnağına taktığı dünyada, gömülecek bir mezarı bile olmadı! Demek ki, dünya için o kadar değmezmiş! Ah bir bilebilseydik!
İkinci hadise, İngiltere'den: "Lord Teshlid İngiltere'nin en zengin adamlarındandı.
Zaman zaman devlete bile borç veriyordu. Malikanesinde oldukça büyük ve korunaklı bir odayı servet kasası olarak kullanıyordu.
Birgün hazinesine girdi ve yanlışlıkla kapıyı üstüne kapattı. Oda çok özel inşa edildiği için, ne kadar bağırıp çağırdıysa,
Yardım istediyse de sesini kimseye duyuramadı. Zaman zaman eve gelmediği için, evdekiler arama ihtiyacı hissetmedi. Günler sonra cesedi bulunan Lord, bir şekilde parmağını kesmiş ve kanıyla şu cümleyi yazmıştı:
"Dünyanın en zengin insanı, açlıktan ve susuzluktan ölüyor!"...
Dünya hayatında mal ve Servetin herşeyi çözdüğünü sananlara duyurulur...
İnsanoğlu hayatı boyunca evden çıkar, sonra tekrar döner, ama birgün çıkar bir daha da dönmez...
- Hayatında kimseye zulmetmemeye, kimseden nefret etmemeye, kimseyi yaralamamaya, kimseden kendisini üstün görmemeye özen gösterenlere müjdeler olsun, ne güzel bir ahlaka sahipler?..
Hepimiz gidiciyiz...Her nefis ölümü tatacaktir... !
Rabbimizin ezeli ve ebedi ikazına kulak verelim: “Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ekin çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.” (Hadîd sûresi, 20) Âzim olan Allah doğru söyledi! Dünya ve dünyalık metaın hal-i pür melali bundan ibaretken, o zaman neyi paylaşamıyoruz! Kendimize gelelim ve Allah'ın azameti karşısında, fani birer kul olduğumuzu unutmayalım! Haddimizi bilelim, kulluk vazifelerimizi yapmaya gayret edelim. Kendimizi ve yaptıklarımızı; bizim gibi fani olan insanlara değil; Âziz ve Celil olan Rabbimize beğendirmeye ve affettirmeye çalışalım...
20 Haziran 2023 Pazartesi!