SÜBHANALLAH

Allah abes iş yapmaz.  “Her şeyi hikmetle yapan” anlamındaki Hakîm ismine sahip olduğu için yaptığı her işte ve yarattığı her eserinde mutlaka hikmetler vardır. Yararsız, gereksiz iş yapmaktan münezzehtir. Cenab-ı Hakkın bu vasfını “subhanallah” kutsi kelimesi ifade eder. Namaz tesbihatında ya da diğer zamanlarda subhanallah kudsi sözünü defalarca zikretmenin amaçlarından biri de Allah’ın noksanlıklardan, abesiyetten münezzeh olduğunu insanın bilincine yerleştirmektir. Kur’an’da da bu mübarek kelime sıkça tekrar edilir. Örneğin: “O ne subhan bir zattır ki, kulunu bir gecede Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürdü” (İsra,1) ayetinde isra ve miracı kuluna yaşatmasının çok hikmetli olduğunu, hiçbir yersizlik taşımadığını “subhan” kavramıyla ifade etmektedir. Yine birçok surede tekrar edilen: “Allah onların sıfatlandırmalarından subhandır!” ayetinde de, Allah’ın sıfatlarıyla ilgili kâfirlerin olumsuz düşüncelerinden, eksiklik ve gereksizlik varmış gibi tanımlamalarından uzaktır, yücedir. O Zat-ı Akdes’in kâfirlerin yakıştırdıkları sıfatlarla hiçbir alakası yoktur.” demektir. Allah’ın eserlerinde –hâşâ- gereksizlik düşüncesi, hikmetlerini anlamamaktan kaynaklanan büyük bir yanılgıdır. İlim ve dikkat gözüyle incelendiğinde hikmetleri görülecektir. Bir kısım bitki ve hayvan türlerinden insanların gereksiz zannettikleri de aslında gereksiz değildir. İnsan henüz yarar ve hikmetlerini fark etmemiş, yararsız sanmıştır. Kendini “subhan” olarak niteleyen Allah’ın yarasız sanılan bitki ve hayvanları yaratması hem de çok sayıda teksir etmesi “subhan” vasfıyla değerlendirilerek insanın dikkatini çekmeli ve mutlaka çok hikmetler taşıdığını bilmelidir. Sineklerin, böceklerin, bitkilerin, dikenlerin bu kadar çokça yaratılması hikmetsiz olmaz.  Bazı dikenlere, zakkum gibi zehirli bitkilere cezp edici güzel çiçekler takılmış ve çokça teksir edilmiş. Elbette bunların mutlaka insanlar için müthiş yararları vardır. Bir kitap ihtiyaç oranında çoğaltılır. Çok sayıda basılıyorsa o kitaba çok ihtiyaç olduğunu gösterir. Örneğin öğrenci ders kitapları, öğrenci sayısı kadar basılmaktadır ki ihtiyaca cevap versin. Her biri ilahi bir kitap olan bitki ve hayvanlardan bir kısmının çok sayıda yaratılması da duyulan ihtiyaç oranında olduğunu gösterir. İnsanların değersiz zannettiği sineklerin, aslında insanlara yönelik önemli görevleri olduğu unutulmamalıdır. İnsanın bilmemesi, onun hikmetsiz, yararsız olduğunu göstermez. Bir okulda bir kısım öğrencilerin, okula her gün gelip giden şahısların görevini bilmemesi, onların görevsiz, boşu boşuna okula geldiklerini göstermediği gibi.  Kur’an’ı Kerim, insanı rahatsız etmekten başka bir işlevini düşünmeyen insanlara sineği örnek vererek aslında taklidi mümkün olmayan bir yaratılış harikası olduğuna dikkat çekmektedir: “Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, şimdi ona iyi kulak verin: Sizin Allah'ın dışında değer verip başvurduğunuz tüm sebepler bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamayacaklardır. Sinek onlardan bir şey kapsa onu kurtaramazlar. İsteyen de, istenen de acizdir.” (Hac,73.) İnsan gözünün göremediği zararlı yaratıkları gören gözlere sahip olan sinekler, insanın peşini bırakmayacak bir arkadaşlık fıtratıyla yaratılmış ve onun göremediği temizliğini gerçekleştirmek üzere görevlendirilmiştir. İnsan, şahsının ve yaşadığı çevrenin temizliğini yapacak, görünür temizliği gerçekleştirecek, görünmeyen, gözden kaçan kısmını da sinekler temizleyecek. Ancak insan kendi temizliğini yapmayınca, sinekler onunla başa çıkamaz, bu nedenle de her tarafa bulaştırırlar. O zaman da rahatsız edici bir duruma gelirler. Demek ki sineklerin rahatsızlık vermesi yine insanın kendi temizlik görevini ihmal etmesinden kaynaklanıyor. Teksir sırrını birçok bitkilerde de görüyoruz. Ekilmeyen, boş bırakılan bir arazide hemen bir kısım otların yetiştiği görülmektedir. Belki de söz konusu bu bitkiler çokça olduğu için sıradanlaşmış ve değersiz sanılmıştır. Çünkü çokluk insan gözünde değersizliğe sebeptir. Mesela tuz, tat veren önemli bir unsur olmasına rağmen, çokluğu nedeniyle ucuz ve değersiz olmaktadır. Bu çokça teksir edilen bitkilerin de böyle olduğunu düşünüyorum. Her iklimde, her arazide yetişen dikenlerin başlarına takılan güzelliğiyle cezbeden çiçeklerin de işaretiyle manasız ve değersiz olmadığı, birçok yarar ve hikmetlerle yaratıldıklarını açıkça ortaya koymaktadır. İnsana düşen bunları bulup çıkarması ve istifade ederek yaratıcısına şükretmesidir.