ÜÇ S.S.S:= 000 Mİ ACABA?
Şimdi merak etmişsiniz, Üç s'nin ne demek olduğunu! Bu üç s'de nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim! Üç s'nin, üç yılda bize öğrettiklerini kale almış olsaydık, maddi ve manevi durumumuzun daha iyi olacağına şâhit olabilirdik. Peki, üç s'nin mahiyetleri nedir?
Hemen belirtelim, üç s; Salgın, sarsıntı ve sel! Üç s'nin kısaca özeti budur! Evet, salgın; Korona/Covid 19 illetinin başta ülkemiz olmak üzere, bütün dünyada büyük ölümlere sebebiyet verdiğini hatırlıyoruz galiba. Maske, mesafe, hijyen, hayat eve sığar, evde kal, hasılı on dört maddelik Korona salgınının nasıl slogan hale geldiğini, hepimiz az çok hatırlıyoruz! Peki, iki üç yıl süren korona virüsü salgınından, toplum olarak ne kadar ders aldık orası önemli? Bir musibet bin nasihate bedeldir, atasözü'nde geçen vecizesinden payımıza ne kadar nasihat düştü ona bakmamız lazım? Kanaatimce, sıfır ya da 0,2 gibi bir şey? Evet, evet tek kelimeyle sıfır ders, sıfır nasihat yani... Maske ve mesafeye uyma yasağı kalkar kalkmaz, toplum olarak kaldığımız yerden; taşkılığa, alenî günaha, müstehcenliğe devam demedik mi?! Dedik. Demek ki, kimse ders almamıştı. Korona'dan ders alıp, onun gelecekte muhtemel olan bir felaketin mukaddimesi ve habercisi olduğunu sezmiş olmuş olsaydık, her halde biraz akıllandığımız görülürdü? Görüldü mü peki? Hayır!
Birinci "S"nin özetini sizinle paylaştık. Şimdi sıra ikinci "S",nin! Sallantı, deprem ya da zelzele! 06 Şubat, 2023 pazartesi sabahına doğru, saat 04:17'de, 7.7 ve saat: 13:43'de 7.6 şiddetinde, 103 saniye sarsıldıkça sarsıldık. Uykuda yakalandığımız için, cinler çarpmış gibi kimimiz elbisesiz, kimimiz yalın ayak dışarı fırladık... Kimimiz de o kadar şanslı da değildik, yıkılan enkazların altında kaldık. Soğuk, kar ve zemheri! Feleğimiz şaştı. Havar hey havar, Allahü Ekber sedaları birbirine karıştı... Güzelim evlerimizi (!) terk edip canımızın derdine düştük mü? Düştük! Peki, daha ne olsun kardeşim? Allahü Teâlâ, daha bizi ne şekilde uyarsın ki, uyanalım, yola gelelim, insan gibi insan olalım. Dahası doğru dürüst bir kul, bir Müslüman olalım? Âziz ve Celil olan Rabbimiz, zilzal süresinde tasvir edilen kıyamet sahnesinin o dehşetengiz anı gibi bizi uyarmadı mı?
Uyardı, aynen şöyle oldu:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.
4- O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
5- Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.
Âziz ve Celil olan Rabbimiz, doğru söyledi. O gün, gelecek ve insanlar da göreceklerdir... Tıpkı deprem felaketiyle, bize yaşattığı bir kısım korku, kaçış, endişe ve şaşkınlık sahneleri gibi... Peki, başımıza gelenlerden dolayı, biraz akıllandık mı toplum olarak dersiniz? Doğru söylemek gerekirse, bu soruya her birimizin verecek cevabı, vardır! Kanaatimce, her birimiz de olan cevabının, hayır o kadar da akıllandık söylenemez olması gerektiğini düşünüyorum?
Gelelim, on sekiz canı kurban verdiğimiz sel felaketine! Salgın ve sarsıntı/depremin korkusunu daha atlamamışken; sel felaketiyle bir daha uyarıldık/sarsıldık aslında! Uyarıldık diyoruz, çünkü ne Salgın/Korona'yı, ne de Sarsıntı/depremi doğru okuyamamıştık! Dolayısıyla, biz akıllanmadıkça da felaketler birbirlerini takip edip bizi vurmaya devam ettiler, ediyorlar... Yüzlerce arabanın teneke parçaları gibi, sel sularında yüzerken, binlerce ev ve iş yerlerinin içi sel sularıyla dolup taşarken, canımızın derdine düştüğümüz anları getirelim gözlerimizin önüne... Yetkililerin de, elleri kolları bağlandı çaresizce. Çaresizlik böyle bir şey olsa gerek, kullar haddini aşmıştı çünkü. Özellikle Şanlıurfa'mızda ve Adıyaman'da, sel felaketinin vurduğu yerler tekrar kanayan birer yara haline gelmediler mi?
Peki, sonuç? Sonuç: sıfır ders, sıfır nasihat! Kaldığı yerden, eski tas eski hamam misali; çal oynasın vur patlasın taşkınlığına, çıplaklık kültürü ve ahlaki yozlaşmaya, vicdansızlık furyasına, adam aldatmaya ve kayırmaya devam edilmektedir! Bak demedi, yazmadı, yazılmadı, söylenmedi demeyin? Eğer toplum olarak, kendimize çeki düzen vermezsek, yeni musibetlerin kapıda olduğunu unutmayalım!
Rabbimiz! Bizi düçar olduğumuz şu gaflet uykusundan uyandır. Amin. Kalın sağlıcakla efendim!
05 Haziran 2023
Pazartesi.