EVET, ONLAR KAZANMIYOR
Filistin direnişi, çağımızın vicdanıdır. Küresel hegemonyanın terör çetesinin, insanlık dışı saldırılar ve uzun zamana yayılan soykırım uygulamaları, on yıllardır abluka altında olan Gazze’nin çocuklarının başına bırakılan bombalar, evlerinin penceresinden, damından giren füzeler artık kimsenin gündemine gelmiyor.
“Uygar dünya”, dünyanın gözü önünde yaşanan bu vahşeti bir hak olarak görüyor ve vicdanlar, bu ağır kokuya karşı duyarsız ve sessiz kalabiliyor...
Oysa Rabbim, her şeyi görüyor...
Siyonist çete, o meşum necaset, sonu yaklaştıkça agresifleşiyor ve panikliyor.
Ama çare yok, bu vücuda ait olmayan bu ur, Allah'ın izni ve yardımıyla itlaf edilecektir. Bunu, henüz vahiyle bağını kesmemiş, şerefli ve vicdanlı insanlar gerçekleştirecektir. Onlara selam olsun, şehadetleri kutlu olsun.
Şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Aliya’nın da dediği gibi; “Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar.”
Bu konuda rahmetli Erbakan hocamız gibi biz de diyelim:
Son sözüm şudur: “Allah nurunu tamamlayacaktır.”
SAĞDUYU ÇAĞRISI
Nihayet sandığa gidilecek ve yeni bir seçim yapılacak. Saatler kaldı.
Seçimle ilgili söylenebilecek çok şey var elbet ama bu aşamada bunlar yersiz olabilir.
Gelinen süreçte en önemli olan şeylerden birinin vatandaşın güvenliği ve toplumun huzurudur. Bu bakımdan her türlü kötü niyetli çağrılara ve kışkırtmalara, kimden gelirse gelsin, uyulmaması, gerginliklerden ve gergin ortamlardan kaçınılması, sağduyulu davranılması oldukça önem taşır.
Bir savaşa gidilmediğini, oluşturulan veya oluşturulmak istenen algıların çoğunun politik olduğu ve oy kaygısıyla yapıldığını unutmayalım ve tahriklere kapılmayalım.
Kamu görevlilerinin de özenli davranması, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlama noktasında hassas davranması önem arz eder.
Kendimizi güvenlik görevlilerinin yerine koymamalı, sosyal medya hesaplarında veya diğer medya araçlarıyla yapılabilecek her türlü habere ve kışkırtıcı oyunlara gelmemeli, her gördüğümüz habere hemen inanmamalı, olası defaktolar karşısında uyanık olunmalı.
Geçmişte yaşadığımız acı tecrübeler var. Keşke olmasaydı dediğimiz yaşanmışlıklar, acılar var. Hala taze olan acılarımız var. Tüm bunlar göz önüne bulunduralım ve sorumlu davranalım.
Hiçbir surette galeyana gelmeyelim.
Toplumun hassas fay hatları var. Bu yönde olası tahriklere ve ötekileştirici söylem ve eylemlere karşı, ani ve öfkeli karşılıklar verilmemeli, bu tür risklerden mutlaka kaçınılmalıdır.
Sonuç olarak, bu süreçte sağduyulu davranarak, toplumun, insanımızın zarar görmesine engel olabiliriz.
Seçim sonucu ne olursa olsun, 15 Mayıs sabahına, toplumu üzen ve keşke olmasaydı denilecek acıların yaşanmamış olduğu bir şekilde uyanmamız dileğiyle.