SEÇİM DERDİNDEN GEÇİM DERDİNE
2 yıl önce muhalefetin “erken seçim yapalım” dediği, iktidarın “zamanında olacak ama sen önce adayını açıkla” dediği süreç, sonunda bitti.
Kimi kırdı, kimi kırıldı, kimi bertaraf oldu, kimi “kısmetse gelecek seçime” dedi.
Şimdi makro ölçekte reformlar yapma ve birçok alanda bozulan dengeyi düzeltme zamanı.
Malum, “seçim dili” “seçim stratejisi” “seçim söylemi” olduğu gibi bir de “seçim ekonomisi” var.
Zaten bozuk olan ekonomik durum “seçim ekonomisi” denilen “tüm muslukların açılması” veya Ortadoğu toplumlarında olduğu gibi “deponun ters çevrilip, silkelenerek içindeki damlaların tamamının dökülmesi” metaforuyla anlatılabilecek cinsten bir harcama tayfunuyla iyice raydan çıktı.
Söylemler iyice sertleşti.
Basın yayın yoluyla bu söylemlerin etkisi halk tabakasına indi.
Halkımızın çoğunluğu da duygusal ve edilgen yaklaşımla bu gergin atmosfere kendi çapında katkı sundu. Çevresindekileri kırdı, sosyal medyadan esti yağdı, kimi zaman da kraldan fazla kralcı oldu.
Garip vatandaşın çoğu; üstte yer tutanların arasında dönen tartışma, vuruşma iklimini duygusalca kopya etti ve kendi çevresine uyarladı, geçimsiz addedilebilecek bir süreç yaşadı.
Oysa onun ihtiyacı “geçimsiz olmak” değil “geçimini sağlayabilmek” idi. Şimdi doğal olarak bu gerçek ihtiyaçla baş başa kaldı.
Artık o sanal baltaları gömme zamanı.
—Seçilenler sokaktan çekiliyor, alacağını alanlar menzil alıp gidiyorlar.
—Geri kalan il ilçe teşkilatları ve belediyelerin yetkilileri de yorgunluklarını atmak için tatile gitmeye hazırlanıyorlar.
—Aday adayı olanlar, partisi iktidar olduysa terfi bekliyor, aday olabilenler seçilmediyse daha iyi bir iş veya yüksek maaşlı danışmanlık bekliyorlar.
—Esip yağan garibim de “seçim derdinden” “geçim derdine” paraşütsüz iniş yapıyor.
Seçim süreçleri bizim coğrafyada geniş halk kitlelerini “geçimsiz” yapar. Bu ekonomik zorluklarla bir de “geçim zorluğu” dediğimiz “gelirinin giderine yetmeme durumu” da cabası oldu.
Umarım hızla tüm kırgınlıklar telafi edilir, kırmanın dökmenin gereksiz olduğu bir kez daha anlaşılır ve geniş halk kitlelerini de kapsayacak şekilde ve etkide müreffeh yarınlara doğru elbirliğiyle ilerlenir.
İyi okumalar…