MUSİBETLER GÜZERGÂHI: "DÜNYA"
Her çocuk doğarken ağlar. Anne rahmine alışan çocuk, orayı anayurdu olarak bilip alıştığı için; oradan hiçbir zaman ayrılmak istemez. Hem neden istesin ki, gıdası eksiksiz ikram ediliyor, havası, oksijeni, istirahat alanı tam istediği gibi. Ondan dolayı, anne rahminden ayrılmak için süresi dolan her çocuk; daha doğar doğmaz başlar ağlamaya. Aslında bu bir yönüyle, asli olan vatanından gurbet diyarına gönderildiği sürgün hayatına ağladığı demektir! Musîbetler güzergahı olan dünyada, dertlerin, mihnetlerin, bela ve sıkıntıların ardı arkası kesilmez!
Kim dünyada, cennet hayatını arıyorsa; boşuna zahmet etmesin çünkü burası dert ve belaların güzergâhıdır. Ancak dünya, âhireti kazanmak için insanlara sunulmuş ilahi bir ikramdır. Kim ki bu ilahi ikramın gereğini yapar, nimetin hakkını verir, haddini aşmaz, ilahi emir ve yasaklarına riayet ederse; işte o insan, cennet hayatının sebebi olan dünyasını mamur etmiş, ahiretini kurtarmış olur!
Belaların ve sıkıntıların güzergâhı olan dünyada, insanın yürüdüğü yol boyunca (ölüme kadar) dert durakları hiçbir zaman tükenmez/tükenmeyecektir!
Önemli olan insanın, bela güzergahı olan diyardan âhiret yurduna göç etmeden önce; yoluna çıkan dert ve zorluk duraklarındaki engellere takılmadan gidebilmeyi başarabilmesidir! Nitekim, Rabbimizin şu evrensel ve cihanşümul buyruğu bize; dünya hayatının, aslında âhirete geçişin köprüsü, kazancın da tarlası olduğunu öğretmektedir!
"İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır."(Necm, 53/39
Bela ve sıkıntılarının tükenemeyeceği üç günlük bir dünya için, yanar döner olmaya gerek var mı? Bir koltuk, bir makam, daha fazla kesesine haksız kazanç doldurmak uğruna; ebedi bir hayatı mahfeden herkes müflis olarak haşrolacağı sahih hadisle sabitken hem de!
Kalın sağlıcakla efendim.
11 Mayıs 2023.