DİN NASİHATTİR
Ebu Rukayye Temim b. Evs ed-Dari’den naklen; Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Din nasihattir.”
"Kim için ya Rasûlullah?" dedik:
“Allah için, Allah’ın Kitabı için, Allah’ın Rasûlü için, Müslümanların ileri gelenleri için (idarecileri için) ve bütün Müslümanlar için,” dedi. (Müslim)
Din, Allah için nasıl nasihat olur? Müslümanın, Allah Teâlâ Azze ve Celle'ye karşı kayıtsız şartsız samimi olmasıdır... imânının gereği olarak, Allah neyi emretmişse; onu önce nefsinde uygulaması daha sonra en yakınlarından başlayarak çevresine anlatmasıdır. Samimiyet yani, budur!
Allah'ın kitabı için nasihat nedir?
Kur'ân'i Kerim, Allah Teâlâ (c.c)'nın tüm insanlığın hidayeti için gönderdiği; evrensel ve cihanşümul mesajıdır. Bu mesaj, öyle bir mesaj ki; ona kulak verip hükümlerini yerine getirenlere, Allah'ın vaadi vardır ki o da, rıza-i bari ve cennettir. Kur'ân'i Kerimin altı küsür bin ayetinin tümüne inanmak, her Müslümanın üzerine farzdır. Gerek ahkâm ayetleri olsun, gerekse müteşabihleri olsun; hepsi Rabbimizin katındandır deyip, onlara teslimiyet gösterip samimiyetini izhar etmesidir!
Allah'ın Resûlü için nasihati şöyle anlamak lazımdır: "Allah Resulü'nün (s.a.v), gerek kavli ve fiili ve gerekse takriri sünneti olsun; her Müslüman, Kur'an'i kerimden sonra O'nun (Mütevatır ve sahih sünnetine) emir ne nehiylerine kayıtsız şartsız ittiba edip inanmasiyle birlikte, samimi olmasıdır. Kısacası, Allah'ın Resulüne karşı; teslimiyet şuuru içerisinde olmasıdır!...
Müslümanların idarecileri için nasihate gelince, bu daha çok ehl-i ilim olan Ulemanın vazifesidir ki; idarecilerin yanlış uygulamalarını kendilerine hatırlatıp onları uyarmalarıdır. Dünyevi makam ve mevki uğruna, idarecilerin yanlış hareket ve uygulamalarına karşı sessiz kalmamalarıdır. Bu bir yönüyle onlara nasihat olduğu gibi; Ulemanın, ilmin izzet ve onurunu muhafaza etmesinin de bir gereğidir!... Hz. Ömer (r.a)'in; ben yanlış yaparsam ne yapacaksınız sorusuna karşılık, Sahabenin seni şu kılıçlarımızla düzeltiriz diye karşılık vermelerine; Allah'a Hamd olsun ki, Ömer şaşarsa hala onu düzeltecek olanlar vardır diye sevincini dile getirmiştir. İşte idareciler için, nasihatın kisaca bir merhalesi budur. Başka yöntemleri de vardır tabi, konu uzar diye bu kadarla iktifa edelim.
Ve bütün Müslümanlar için nasihat. Bu da, emri bil-maruf ve nehy-i ani-l münkerdir. Şu hadisi Şerif, bu konuyu yeterince aydınlığa kavuşturmaktadır:
"Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Bu hadisi Şerifte, üç madde sıralanmış. El, dil ve kalp. Ulema bu hadisi Şerifi şerh ederken; elden murat devletin gücü ve otoritesi, dilden murat ulemanın insanları uyarması, kalpten murat ise avamın kötülüklerden buğzedip edip, işlenen mahallerden uzak durması olduğunu izah etmektedirler. Allah en doğrusunu bilir!
Din nasihattir, hadisi Şeriften; her birimizin nefsimiz için çıkaracağı mesajlar ve dersler olduğunu da unutmayalım. Neticede her birimiz, ilahi tekkifler karşısında sorumluyuz!
Vesselam. 17 Nisan 2023.