YAŞAYAN ÖLÜLER GİBİ?

6 Şubat 2023 pazarı pazartesiye bağlayan gece, hava yağmurlu ve sisli... Gök kubbesi adeta durmuş. Yağmur sessiz sedasız çısıldıyordu. Saat sabahın 04.17 sini gösterdiğinde, yer yerinde oynamış, deprem 7.7 şiddetiyle; şehirlerin altını üstüne getirmişti adeta.  Sokaklarda insan ve araba seli, hayat durmuş, hayallerin ve paha biçilmez eşyaların çoğu molozlara gömülmüştü... Hatay, Kırıkhan, Hassa, Samandağı, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adana, Gaziantep, İslahiyye, Nurdağı, Elbistan, Nurhak, Afşin, Gölbaşı, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbekir ve daha nice köy mezra ve beldeler; altmış dört saniye devam eden aralıklı iki zelzelenin acı bilançosu, belki yüz bin ölü, binlerce yaralı ve sakat insan evsiz barksız ortada kalmışlardı. Zengin yapmışlardı, ama hiçbir şeyleri olmadan fakir uyanmışlardı... Tabi birçoğu hiç uyanamamış ve ölümün soğuk derin uykusuna dalıp gitmişlerdi.  Aman Allah'ım! Gün doğarken, insanların yüzündeki o acılı ifadeler, korkular, depremin meydana getirmiş olduğu tahribatların ağır bilançosunun ne kadar vahim olduğunu yansıtıyordu. Enkazların altında hayatta kalanların feryat, figan  ve çığlıkları, arşa yükselirken; binlerce beden molozların altında can vermişlerdi!!! Aynı gün, 06 şubat 2023, saat 13.43: yağmur bastırmış, hava buz gibi, atmosfer adeta durmuş bir vaziyette iken; yer sarstıkça sarsmısmıştı tekrar... Kaçışlar, tekbirler, salavatlar birbirine karışırken, deprem bölgelerinden ölü haberleri art arda televizyon ekranlarında duyuruluyordu...  Olan olmuş, ölen ölmüş, hayatta kalanların çoğu da yaşayan ölülerden farkı kalmamıştı. Kimi tüm yakınlarını, kimi yarısını kaybederken; bazı aileler ise kökten sönüp tek bir ferdi dahi kalmamıştı. Yaralar büyük, acılar dinecek türden değil, on bir şehir, onlarca ilçe ve yüzlerce köyde; hayat durma noktasına gelmiş, artçı depremlerde durmadan devam ediyordu. Şimdi bütün bunlar olup biterken, bu korkunç manzaraları gören yaşayan birisinin, ölüden ne farkı kalmıştır ki? Mal desen sıfırlanmış, can desen her biri mutlaka bir kaç kurban vermiş, her şeyi varken; yüz dört saniye sonra hiçbir şeyi kalmamış ve bir kase çorbaya muhtaç hale gelmiştir...  Hele geride kalan masum çocuklar yok mu? Onlar bilinç altlarına yerleşen korkuyu, belki yıllarca unutmayacak, etkisinde kaldıkları travmalar rüyalarına bile konuk olacaktır... Yaşayan ölüler serlevhalı bu naçizane yazıyı niçin yazdım? Çünkü iki aydır depremin yaşandığı birçok yere gittik ve tanıklık ettiğimiz kadarıyla, geride kalanların çoğunun yaşayan ölülerden farklarının olmadığını gözlemledik.  Demem o ki, bu insanlar; depremde yaşadıkları psikolojiyi, ruhi depresyonu, korku ve tramvayı kolay kolay atlatamayacaklardır... Rabbim bir daha böyle acı ve musibetleri cümlemize yaşatmasın! Kalın sağlıcakla efendim! 10 Nisan 2023