İNSANIN BİTMEK BİLMEYEN HIRSI
İnsanoğlunun dünya serüveni, hep iniş ve çıkışlarla, çalkantılarla, acılarla, savaşların eşiğindeki gözyaşlarıyla devam edip bu günlere kadar gelmiş. Olup bitenler en temelde, genellikle; (hak bâtıl mücadelesi istisna) insanın doymak bilmeyen iştihası ve dünyaya karşı olan kazanımları elde etme hırsından kaynaklanmıştır. Bazen kazanmış, bazen de kaybetmiştir. Ama nisyanı, onu bir çıkmazdan alıp diğer bir çıkmazın kucağına itmiş, söz konusu itişten de maddi ve manevi olmak üzere büyük bedeller ödemek zorunda kalmıştır... Kimi zaman, bir mazlumun hakkına girmiş, kimi zaman masum bir cana kıymış, kimi zaman çaresiz bir insanın zafiyetini fırsat bilip onu can evinden vurmuştur.
Acımasız olmuş, katil olmuş, çalıp çırpmış, vermemiş hep almayı düşünmüş, hırsı yüzünden günahtan günaha kulaç açarken; hiç hesaba katmadığı eceli onu ansızın yakasından kıskıvrak yakalayıp, yaptıklarına son vermiştir...
Doyumsuzluk, dünya malına karşı hırslı olmak, aşırı arzu ve isteklerin bütünüdür. Aynı zamanda manevi bir hastalık, tedavisi (iman ve teslimiyet hariç) zor olan bir illettir... Söz konusu hastalık veya illete kim duçar olmuşsa, insanlık vasfını kaybedip esfele safiline düşmüştür! 6 Şubat’ta meydana gelen depremin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Depremin yaşandığı birçok yerlere, yardım götürmek amacıyla bulunduk ve bulunmaya da hala devam ediyoruz. Çünkü oralarda, maddi ve manevi olarak; ciddi manada yaralı gönüller vardır ve o gönüllerin, sevgiye, şefkate, ilgi ve samimiyete ihtiyaçları vardır.
Bir dokunsan, bin ah işitirsiniz. Detayına girmenin yeri burası değildir tabi. Fakat bunca felakete ve sefalete rağmen, hala akıllanmamış, ders çıkaramamış, ibret almamış o kadar kimseler var ki, akıllara zarar... Tâbi bu herkes için geçerli olan bir tabir değil ama, tüm bu olup bitenleri bir kenara koyup; hiçbir şey olmamış gibi davranmak, akıl tutulmasının galiba başka bir yönü olsa gerek...
İnsan, aklı selim ile hareket etmediği zaman; hislerine, hırs ve zarar veren emellerine yenik düşer... Bu manada, insanın başına gelen birçok bela, musibet, cinayet vb. şeyler onun doyumsuz hırsından kaynaklanmaktadır. Biri çıkar mafyalık taslar, gider ya birini öldürür ya da öldürülür. Diğer biri, işin kaynağını araştırmadan yanlış ve kirli bir bilgiye dayanıp gider sokak ortasında cinayet işler... Bir başkası, hakkı olmadığı halde; başkasının malına çullanır, bedelini canıyla öder. Sırala sırala bitmez. Hırs, tamah, doyumsuzluk, aşırı istek ve arzular; bu çağın insanının başına bela olmuş en amansız manevi hastalıklardır... Bu gibi hastalıkların elbette bir şifası da vardır... Herkese hak ettiğini veren, Âdil bir düzen ve hakkına razı olan kanaatkâr, inançlı ve birbirlerine saygılı olan bir toplum!
Kalın sağlıcakla efendim.
06 Nisan 2023.