ALLAH'IN AZAP EMRİ GELİNCE AYIRTETMEZ HERKESE İSABET EDER!
Rabbimiz Kerim kitabımızda şöyle buyurmaktadır: "Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, hepinize şamil olur. Biliniz ki Allah'ın cezalandırması şiddetlidir. (Öyle) Bir fitneden sakının ki, aranızdan yalnız haksızlık edenlere erişmekle kalmaz (hepinize erişir). Bilinki Allah'ın azabı çetindir. (Enfal 25)
Kerim kitabımız Kur'an'i kerim, hassaten iman edenleri, dolayısıyla tüm insanlığı, ilahi azap ve musibetler hakkında uyarmaktadır... Kendilerini paha biçilemez pırlanta gibi kabul edenler, gelecek olan bela, musibet ve azabın sadece; zalimlere isabet edeceği zannına kapılmalarının yanlış ve hatalı bir düşünce olduğunu bilmeleri gerek. Ateş bazen düştüğü yeri yakar, bazen de herkesi yakar! Takdir edilen bela ve musibetler de geldikleri zaman, iyi (istisnalar hariç) kötü ayırımı yapmadan, herkesi silip süpürüp yok eder... Depremler, sel baskınları, çığ düşmesi ve umumi felaketler gibi. Daha sonra, kim hangi inanç üzerinde ölmüşse; kıyamet günü o inancı üzerinde diriltilecektir... iyiler kötüleri uyarmadıkları zaman da, gelen azap; herkese isabet edip yerle yeksan eder... Lut (a.s) bir peygamberdi, yıllarca Sodom ve Gomore halkını Tevhide davet etmesine rağmen; onlar o iğrenç fiillerinden asla vaz geçmediler.
Bir azınlık olarak, kurmuş oldukları dokuzlu çeteyle; toplumu ifsad etmişlerdi... O kötü fiili, Lut (a.s)'un tüm ikaz ve uyarılarına rağmen; devam eden dokuzlu çeteye azap vaki olduğunda, herkesi silip süpürmüştü. Demek ki, ilahi azap geldiğinde; zalimlere isabet etmekle kalmaz, herkesi kuşatır. Bu hakikatin en güzel örneğini, 06 Şubat 2023 Pazartesi gününün fecriyle birlikte, saat 04.17 de, 7.7 ve saat 13.43 de 7.6 depremiyle büyük bir sarsıntı ve iliklerimize kadar hissederek yaşadık... Peki, dersimizi aldık mı? Tam söylenemez, çünkü insanların isyan curcunası hala tam hız devam etmektedir... Tıpkı korona salgınından ders almadığımız gibi...
Özellikle ülke olarak, büyük bir zelzele yaşadığımızı herkesin malumu. Şimdi zelzele hadisesini, yalnızca müteahhitlerin ihmaline bağlamak isteyenlere; gidip Hatay ilinin başına gelmiş olan felaketi görmelerini öneririz. Binaların kimi yere batırılmış, kimi kökünden sökülüp ağaç kütüğü gibi devrilmiş ve kimi ayakta ama içinde bomba patlamış gibi infilak etmiş... Bunu bir depremden ziyade, ilahi bir ceza ve uyarı olarak anlayıp ibret alsak, Belki bir nebze uyanmış oluruz!
Bir toplumda, zina zulüm çoğaldığı zaman; Allah (c.c) o topluma bela ve musibetler gönderir. Kimse kimseyi uyarmadığı için de, gelen musibetler herkesi kaplar. İnsanlık tarihi boyunca, yeryüzünde insanların başına gelen felaketlerin; sünnetüllah gereği insanların yapmış oldukları isyan ve inkârlarının sonucunda vuku bulmuştur!
Her şeye rağmen, musibet anlarında; ayakta ve hayatta kalanların, el birliği edip musibetlere maruz kalanların yardımına koşmaları da insanı ve imani bir vazifedir. Bunu yaparken, hiç kimseden teşekkür beklemeden yalnızca Allah'ın rızası için yapmak gerekir! Şeyh Edebali'nin şu tavsiyesinde geçtiği gibi; herkese merhamet hissiyle yaklaşmaktadır olaya:
"Şu üç kişiye acı: cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene...
Rabbim, cümlemizi korktuklarımızdan emin,cumduklarımıza kavuşmayı nasib eylesin! Her musibet bir nasihat olarak anlaşılıp ders alınsa, Rabbimiz bize merhametini indirir. Çünkü, her şiddetli fırtınadan sonra; güneş doğmaktadır!
Kalın selamette.
27 Şubat 2023.