NURDUR, NURU SÖNDÜRÜLEMEYECEK OLANDIR KUR’AN
İşte biz böylece sana da emrimizden Kur'ân'ı vahyettik.
Yoksa sen kitap nedir? İman nedir? Bilmiyordun.
Fakat biz onu bir nur kıldık.
Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz.
Şüphesiz ki sen de insanları doğru bir yola götürüyorsun. (ŞURA/52)
Kitap denilince aklınıza ne geliyor, ya da “bu kitap” denilince sizde uyanan ilk çağrışım ne oluyor. Bu Kitap! Kur’an-ı Kerim’imizdir. Hayat kitabımız, yolumuz, nurumuz, derde deva, gönle şifa olan kitabımız aydınlığımız, selametimiz olan kitaptır. Bütün kitapları okumamıza sebeptir, hayatın her zamanında her anında her mekânında aydınlığımızdır. Bu kitap hakkı batıldan ayırdığımızdır, Furkan’ımızdır. Bu kitap hayatımızın hikmetidir hâkim olan kitabımızdır. Bu kitap sözün en güzeli, sözün en mübarek halidir, Ahsenu’l hadisimizdir.
Bu öyle bir kitaptır ki... Nurdur, nuru söndürülemeyecek olandır... Bu kitap azizdir, izzetimizin kaynağıdır, bizi aziz kılacak olandır. Bu kitap “Alî”dir, yüce olandır ve yüceliğine sığınanı yüceltecek olandır. Bu kitap rahimdir, yağmurunda ıslanmak istediğimiz zaman sağanak üzerimize yağan rahmetimizdir. Bu kitap beyandır, insana her şeyi açıklayandır, anlamak istediğimizde bize her şeyi tafsilatıyla açıklayandır burhan kitabımızdır. Bu kitap kendinde hiçbir şüphe olmayan hak olan kitabımızdır.
Evet sözün burasında başta sorduğumuz soruya yeni sorular ekleyebiliriz; kitapla aramız nasıl, kitaba dokunuyor muyuz, kitap hayatımıza dokunuyor mu, kalbimizin kitaba açılamadığını, ya da kitabın bizim için kapalı bir kutu olduğu hissine kapılıyor muyuz? Sorular, sorular, sorular… Ve bu kitap; unuttuğumuzdur, göz ardı ettiğimizdir, lakayt davrandığımızdır, sırtımızı döndüğümüzdür. Sözünden uzaklaştığımızdır. Hayatımıza dâhil etmediğimizdir, kaçtığımızdır. Dinlemediğimizdir bu kitap, yaşamadığımızdır, görmediğimizdir.
Kitap hayatımıza dokunmalı ki, hayat bulmalıyız kitapla. Anımıza, zamanımıza, dokunmalı ki bu kitap, bereketlendirmeliyiz zamanı. Mekânımızda olmalı, mekânımıza dâhil olmalı ki bu kitap, mekân bize imkân olmalı. İnsan; kitapla yaşamalı, kitapla olmalı, kitapla kalmalı, kitaba açmalı kendini.
Bu öyle bir kitaptır ki; bu kitap olmadan karanlıkların mahkûmudur insan, bu öyle bir kitaptır ki; bu kitap olmadan şaşkındır insan, bu öyle bir kitaptır ki; bu kitap olmadan delalettedir, insan, bu kitap olmadan yanlıştadır insan. Bu öyle bir kitaptır ki; rabbimizin bizi tutmasıdır şifadır bu kitap, hakikattir, dosdoğru yoldur,
Bu öyle bir kitaptır ki; hidayet kaynağımızdır, karanlıklardan aydınlığa çıkaranımızdır. Bizi korkutandır, bizi uyarandır ama aynı zamanda umut olsun içindir, müjdemizdir. Bu öyle bir kitap ki; en büyük öğüdümüzdür, tebliğimizdir. Düşümüzdür, düşlediğimizdir, düşüncemizdir, üzerinde tefekkür edeceğimizdir, akledeceğimizdir. Bu öyle bir Kitap Ki; güzelliğimizdir, iyiliğimizdir.
“Ab-ı hayat Kur’an’dır. İksir Kur’an’dır. Şifasız dertlerin doktoru Kur’an’dır. Genç nesli olgunlaştıran, olgun nesli genç tutan, kadına iffet erkeğe vakar bağışlayan, toplumlara haşmet ve heybet getiren, mutluluğun mimarı, muştu şiiri, ölümü yenen teselli, ruhun zafer takı, kalbin rahmet anıtı Kur’an’dır… Müslümanlar, Kur’an’dan uzaklaştı uzaklaşalı gün yüzü görmediler. İnsanlık Ay’a çıksa, Zühre’yi bir martı gibi avlasa, Merih’ten petrol getirse, Kur’an’a dönmedikçe ruh yıkıntısını, çöküşünü durduramayacaktır. Bize getirdiğin namazlarla, oruçlarla, hacla, zekâtla, hayat bağışlayan kısasla, Allah’tan başkasının önünde eğilmeyen peygamber örnekleriyle, Ay bölen, ölü dirilten, susuz kayadan pınar fışkırtan, büyücülerin en ustalarını mahcup bırakan ve terbiye eden, bir asaya ruh üfleyen mucizelerle ne kutlu bir kitapsın şanlı Kur’an! Bizi terk etme, bizi bırakma, bizi hep hatırla ve bizi bağışla. Bize merhametinle şahit ol, bizden davacı olma öte dünyada. Taşıdığın vahiyden bir sabır izi düşür üstümüze. Korkusuzluğundan, tevekkülünden, imanından armağanlar sun bize. Karıncadan ses duyur, hüthütten haber ver bize. Cennetleri bize, cehennemleri inançsızlıkta gönülleri kurum bağlamış olanlara yaklaştır ey kutlu kitap!”(Sezai Karakoç; Sütun, Günlük Yazılar; 2)
Elif Lam Ra... Öyle bir kitaptır ki bu kitap. En büyük rehberimizdir. Bu öyle bir kitaptır ki; Kerimdir, Rahim, Hâkimdir, Azizdir… İsveç büyükelçiliği önünde yüce kitabımıza yapılan alçak girişimin gündem olduğu bir zaman diliminde, bu rezil eyleme en iyi tepkinin kitapla hemhal olmamız, kitaba yakın olmamız olacağının bilincinde olarak Kur’an’la d/olmamız olacağını idrak etmeliyiz. Bu vesileyle mübarek üç ayların ve Regaip Kandili’nin her birimizi Kur’an-ı Kerime daha fazla yaklaştırarak, yüce kitaba rağbetimizin artmasına vesile olması dilerim, vesselam.