GÜZ'E VEDA KIŞ KAPIDA BAHAR İSE UZAKLARDA!

Geçen yıl bugün, her birimiz bir yaş daha genç idik. Nu yıl ise, her birimizin ömründen bir senenin eksilmesiyle bir yıl daha yaşlanmışız meğer. Her zaman olduğu gibi, bu yılın güz mevsimi de; yine birçok tanıdık, akran, dost ve yakınlarımızın dünyadan göç etmesine ev sahipliği yaptı... Ağaçlar yavaş yavaş, yeşilden sarıya boyanmaya başlarken, yaşlı yapraklar bir bir yere iniş yapıp ve toprağın müşfik kucağıyla buluşup son demlerini yaşıyorlar adeta. Ne garip değil mi? İnsan da böyle, önce küçük ve masum bir çocuk olarak dünyaya gelir. Yardıma muhtaç, güçsüz ve çaresiz. Yıllar geçtikçe büyür, büyüdükçe güç kuvvete kavuşur. Gençlik ve gençliğinden sonra tekrar inişe geçer. Yani, yaşlılık dönemi gelip çatar. Tabi, ömrü uzun olanlar için. Aynen güz mevsimi gibi... İlkbaharla birlikte tomurcuklarını açarak, çiçek ve yeşil bir ebdama duran ağaçlar, yeryüzünün nadide sofrasına konuk olan bin bir çeşit bitkiler, gelincikler, papatyalar, her çeşit çiçek türü; yaz ve hazan mevsimi güz'ün gelmesiyle birlikte, yavaş yavaş yeşilden sarıya, sarıdan çerçöpe dönüşüp veda ediyorlar dünyaya. Ama tohumlarını geride bırakarak. Ve bir daha ki, baharın gelmesiyle; yeniden dirilmek ümidiyle. Tıpkı insan gibi! Evet, güz mevsimine veda ederken; insanları kalın elbiselere, soba ve kalorifer önlerine hapsedecek olan karakış bize göz kırmakta. Hemen Yanı başımızda, yakında kapıda bizi karşıladı karşılayacak. Hazırlığı olanlara ne gam. Peki, hazırlığı olmayan/yapamayan garip güreba bu kışı nasıl geçirecek, nasıl karşılayacaklarını düşündük mü acaba? Parası olan, zamanında odun kömür, soba boru ve saire her şeylerini hazırlayıp kışa hazırlık yaparlarken; parası olmayanların durumu nasıl olacak? Şairin dediği gibi: "Parası olanın evi pazar Parası olmayanın evi mezar!  Konumuz bu değil aslında, ama söz güz'den kış'tan ve yaz'dan açılmışken; birazda garip gurebanın ahvalinden söz etmeden geçmek insafsızlık olacaktı! Evet, dostlar bugün 14 Kasım 2022 günlerden pazartesi. Güz mevsiminin veda etmesine az bir zaman kaldı. Gelecek sene, kimimizin hayatta olacağı kimimizin bu diyârı dünyadan göç edeceğini; yalnızca Allah bilir... Kocaman bir yılı geride bırakırken, geriye dönük düşünüp bir nefis muhasebesi yapmalıyız. Azgın ve doyumsuz nefislerimizi hesaba çekip, artı ve eksilerimizi tartmalı, karşılaştırmalı, varsa yaptığımız güzellikler üzerine yenilerini eklemeye gayret etmeli, hata ve günahlarımızdan da, bir daha yapmamak adına; Rabbimize söz verip tevbe etmeliyiz. Ömür sermayemizi, dünyevi hırs, tamah, zevk, haz ve şehevi duygularla israf etmeyelim... Yazı yazarken, şiir yazarken, kitap okurken ve yazarken; konuşurken, insanlara bir şeyler anlatırken, gayemiz ve arzumuzun Allah rızası için olmasına dikkat etmeliyiz.  Sırf birilerinin bizi pohpohlaması, bizi alkışlaması ve beğenmesi adına; kalem ve kelamlarımızı heba etmemeliyiz. Unutmayalım ki, dünyaya yalnız geldik ve yalnız ayrılacağız... Biraz daha meşhur olayım (!),"sonra tövbe eder ve güzel şeylere yönelirim düşüncesi, kısır ve güdük bir düşünce olduğunu asla unutmayalım... Ve unutmayalım ki, sonra yaparım dediğimiz o an; son anımız olabilir. Tıpkı, güz gibi, kış gibi, bahar ve yaz gibi! Evet, dostlar! Güz'e veda, kış kapıda Bahar ise uzaklarda! Ebedi baharlara hep birlikte kavuşmak temennisiyle. 14 Kasım 2022.