YAZI YAZMAK NEDİR?
Öncelikle, hemen belirtmeliyim ki, yazı yazmak; bir aşk, bir sevda ve bir gönül işidir. En azından, kendim için! Daha doğrusu yazı ile iştigal etmek; yazı yazan kişinin, insanlığa karşı kendi kendine yüklediği bir sorumluluk hiss ve bilincidir. Kendini insanlığa karşı sorumlu olarak gören her bir insan geride; insanların yaşamına dair, salah ve yararına olacak şekilde, faydalı bir eser, güzel bir sada mutlaka bırakmalıdır.
Bu sorumluluğu yüklemenin yolu; öyle zannedildiği kadar kolay bir yol değildir tabi. Yazı yazmayı kendine vazife addeden kişilerin, öncelikle; önlerine çıkabilecek zorluk ve engelleri de hesaba katmak zorundadırlar. Çünkü, siz her daim; size kılıç çekene gül uzatacak durumda olmayabilirsiniz. Kalemlerini hak ve hakikat için kullanan insanlar, zalim ve zorbaları rahatsız edeceğinden dolayı; türlü karalama ve entrikalarla karşılaşacakları muhakkaktır... Nitekim, Şehid Seyyid Kutub (r.alh)'un öz ifadesiyle; kalem sahipleri birçok şey yapabilirler. Ancak, kalemlerinin mürekkebini kanlarıyla (gerektiği zaman) süslemek/beslemek ve taçlandırmak şartıyla.
Ne demek bu?
Şu demek: kalem ve kelam erbabı insanlar, insanlığa karşı diğer insanlara göre; daha çok mesul ve sorumlu oldukları demek. Çünkü, bir yazar, bir şair, bir tarihçi, bir edebiyatçı, bir gazeteci veya herhangi bir araştırmacı; şayet kalemini ve kelamını hak ve hakikat için kullanmıyorsa, o kimsenin yaptığı tüm iş ve uğraşı güdük ve ebterdir. Onun, zayi ettiği mürekkebe, heder ettiği ömre, israf ettiği kâğıda, sarfettiği mesaiye yazık. Hem de çok yazık!
Evet, yazı yazmak bir aşk işidir dedik! Başka bir yönüyle de yazı yazmak; bir cesaret ve sabır işidir. Cesareti olmayanların hakkı haykıramayacakları gibi, sabrı olmayanların da yazı yazmaları mümkün değildir! Yazı yazan insanın, her şeyden önce Adil, hakkaniyet ve vicdan sahibi olması lazımdır!
Satılık olan kalem ve kelam sahibi olan, sözüm ona bir kısım yanardönerlerin; insanlığa erdemlik adına verebilecekleri, bırakabilecekleri pek bir şeyleri olmamıştır/olmayacaktır. Modern dünyada, İnternet ağları sayesinde dünyanın küçük bir köy haline geldiği bir gerçektir.
Dünyanın bir ucundan, diğer bir ucuna bir iki tuşla malumat sahibi olmanın söz konusu olduğu günümüzde; yazı yazanların, Adalet ve insaf dairesinden çıkmadan, vicdan ve merhamet duygusuna daha çok önem vermeleri gerekmektedir.
Zalim sulta ve makamlardan menfaat koparmak için, kalem ve kelamlarını satmayı marifet (!) ittihaz edenlerin dünyasında; hak hukuk, adalet, insaf, merhamet, ölçü, erdemlik gibi meziyetlerin hiçbir öneminin olmadığı görülmekte ve bilinmektedir. Yaşadığımız coğrafyada, dönem dönem, el değiştiren yönetimlerle entegre hale gelen bir kısım gerek görsel ve gerekse yazılı basın kuruluşlarına şahitlik etmekteyiz. Bunca olumsuz ve yozlaşmışlıkları görünce, Kalem ve yazının hukukuna, ancak bu kadar ihanet edilebilir diye; haykırası geliyor insanın.
Dün yerden yere vurduklarını, bugün kurtarıcı ve kahraman ilan etmeleri de işin çabası! Ama, dik duruşlarından, inanç ve ahlaklarından asla ödün vermeyen kalem ve kelam sahibi zevatın; daima tağuti sistemlerin saldırısına ve zulmüne uğradıkları, binbir iftira ve karalmaya mâhkum edildikleri, yetmedi; birçoğunun dünyalarının zindan veya değişik yöntemlerle karartılmış olduğu tarihin şegadetiyle sabit olduğu bilinen bir gerçektir!
Şayet, kişi mevcut beşeri sistemin temeliyle barışık olup ve yanaşma pozisyonunu bozmaz, birde meddahçılık mesleğini düzgün (!) icra ederse;"istediği kadar yazsın çizsin, onun için tüm kapılar ardına kadar açık olup ve hiçbir sıkıntıyla karşılanmaz, hatta arada bir ödüllere bile layık(!) görülür! Ammma, zülfü yare dokunduğu andan itibaren, fişlerinin çekildiğini görmek içten bile değil. Neme lazım, salla başını al maaşını felsefesini prensip edinenler için; dünya harika bir pazaristan olurken, hakkaniyet sahibi, kalem ve kelamın namusuna halel getirmeyenler içinse tam anlamıyla bir mezaristan olur!
Her olumsuza inat, Yaşasın kalemin onur ve namusu. Yaşasın, kelam ve kalemlerinin namusunu ölüm pahasına koruyan ve hak için kullanan erdemli güzel insanlar!
Kalın sağlıcakla efendim. 01 Kasım 2022.