ZORLUK VE RAHATLIĞIN DÖNÜŞÜMÜ
Yusuf Suresinde anlatılan, Yusuf (AS)’ın zindandan tabir ettiği rüya, cüz’î ama genel bir içerik taşıması bakımından çok manidardır. Söz konusu rüya ve tabirinin kısa özeti şudur:
“Ve bir gün Hükümdar dedi ki: 'Ben yedi semiz inek gördüm; onları yedi zayıf inek yiyordu. Bir de yedi yeşil başakla bir o kadar kuru başak gördüm. Efendiler, eğer rüya tabirinden anlıyorsanız bana bu rüyamı yorumlayın.'
'Bu karmakarışık bir rüyadır,' dediler. 'Biz böyle karışık rüyaların tabirini bilmeyiz.' Zindandaki iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zamandan sonra (Yûsuf’u) hatırladı ve “Ben size onun yorumunu haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin” dedi.
'Yusuf, ey özü sözü doğru kişi,' dedi. 'Bize yedi zayıf ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil ve yedi kuru başağı tabir et ki, insanların yanına bu haberle döneyim; bakarsın senin değerini böylelikle bilirler.'
Yusuf dedi ki: 'Yedi yıl her zamanki gibi ekersiniz. Biçtiğinizde, yiyeceğiniz az bir kısmı alın, kalanı başaklarının içinde bırakın. 'Bundan sonra yedi kurak yıl gelecek ve tohumluk için ayıracağınız az bir kısım dışında, bütün biriktirdiklerinizi yiyip bitirecek. “Sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki, o yılda insanlara bol yağmur verilecek, o zaman da sıkıp sağacaklar. ” (Yusuf,43-49.)
Ayetlerde, 7 kıtlık yılı, sonra 7 bolluk yılı olarak bildirilen durum aslında yalnız bir defaya mahsus olarak gerçekleşmiş bir olay değildir; ebedî mesaj olan Kur’an ayetlerinde yer alması, bu olayın, kıyamete kadar muhtelif zamanlarda gerçekleşeceğinin kanıtıdır. Kâinatta hareket edip dönen her şey gibi bu da dönüp dolaşmaktadır. Hatta yalnız ekonomik hayatta değil, hayatın her alanında karşılaşılan bir durumdur. Tüm hayatı ilgilendiren sembolik bir örnektir. Olayın geçtiği zamanda 7 yıl olarak gerçekleşmiş ama genelde 7 yıl kavramı da semboliktir. Toplum hayatında bir dönemi ifade eden kinayeli bir anlatımdır. Cenab-ı Hakkın, dünya hayatında vazettiği “Her zorluktan sonra kolaylık vardır” şeklinde ayetlerde de yer alan kanununa bir örnek olarak zikretmiştir.
Kâinatta bulunan her şey, en küçüğünden en büyüğüne kadar, her birine ilahi bir hareket verilerek sürekli dönmektedirler. Atomlara verilen hareket güneşlere yıldızlara da verilmiştir. Birçok maslahatlar için ve hikmetlere binaen dünyanın hem kendi ekseni, hem de güneşin etrafında dönmesi, kâinattaki tüm kürelerin ve yıldızların dönmesi gibi, cismani olmayan manevi varlıklar da deveran edip dönmektedir.
Her yıl yeryüzünden gökyüzüne sular buharlaşır, bulut olur sonra yağmur olarak tekrar yeryüzüne iner. Yağan yağmurların bölgelere göre miktarları farklı olabilir ama toplamda her yıl aynı miktarda olduğu tesbit edilmiştir. Bir yılda yeryüzüne yağan yağmur miktarı Akdeniz büyüklüğünde bir deniz oluşturur. Demek ilahî Kudret her yıl Akdeniz büyüklüğünde bir denizi gökyüzüne çıkarıp yeryüzüne indiriyor.
Mevsimler dönüp dolaştığı gibi, mevsimler içinde havanın ısınıp soğuması da yine bir deveran içindedir. Örneğin yazın sıcaklık şiddetlenir; bununla denizlerden sular daha fazla buharlaşır, bulut olur; muhtelif bölgelere yağmur yağar; bu da serinliği beraberinde getirir. Böylece bir süre serinlik devam eder. Sıcak ve serin hava yaz boyu devreder durur.
Örneklerini verdiğimiz tüm bu olgular gibi zorluk ve rahatlık da belirlenmiş bir sürece bağlı olarak dönmektedir. Bir dönem zorluk ve sıkıntılar istila eder, akabinde rahatlık ve kolaylık dönemi gelir.
Saniye, dakika, saat ve haftaları sayan milleri birbirlerine bağlı olarak hareket eden bir saat gibi yaratılan bu kâinatta, fertlerden toplumlara, asırlardan çağlara kadar tüm zamanlarda bu zorluk ve kolaylık dönemleri deveran etmektedir.
İnsan rahata düşkündür ama ruhunda ekilen istidat ve kabiliyet tohumlarının filizlenmesi ve bu vesileyle insanın mükemmelleşmesi için zorluklara katlanması gerekmektedir. Yüce Allah, Yusuf (AS) aracılığıyla o zamanki insanlara, Kur’an aracılığıyla da tüm insanlığa zorluklara karşı kolaylık ve rahatlık dönemlerini iyi değerlendirmek, zorluklara hazırlık yapmak gerektiğini öğütlemiştir.