YEREL YÖNETİM REFORMU

  Yerel yönetimlerin en önemli ayağı olan Belediyelerin bir çoğunun içinde bulunduğu durum, ciddi bir reform ihtiyacının olduğunu gösteriyor.   Muhtarlık, İşe, demokrasinin ilk basamağı olan muhtarlıklardan başlamak lazım. Muhtarlıkların bir kulübe, bir masa, bir mühür, bir de ruhsatlı silah sahipliğinden çıkarılması lazım. Mahallesinin asayiş, emniyet, yatırım, eğitim ve ticari durumuyla yakından ilgilenen ve görevini yapmayan yetkilileri sürekli rahatsız eden bir yapıya kavuşturulması lazımdır. Bu tip muhtarlığa örnek teşkil edebilecek ender sayıda da olsa muhtarımız mevcut. Bu reform kapsamında muhtarlık belli kriterlere bağlanmalıdır. Üniversite mezunu olması, mahallesinde mülk sahibi olması, belli bir gelir düzeyine sahip olması ve mahallesinde belli bir yıl yaşamış olması vb.   Belediye Meclisleri, Belediye meclisleri partilerin hazırladığı liste neticesinde parti menfaatine uygun kararlara “evet”, geri kalan her şeye “hayır” diyen yapı olmaktan çıkarılmalıdır. Meclis; Muhtarlardan oluşmalıdır. Şu an hem meclis üyelerinin iş takibi hem de muhtarların iş takibine sahne olan belediye departmanları da bir nebze rahatlamış olur. Muhtarlardan oluşan belediye meclisleri, salt parti veya partili menfaati kovalamaktan uzaklaşmış olur. Tek işi mahallesinin menfaati olan muhtarlardan oluşan meclisin gündemi de şu veya bu parti il başkanının ortak olmayı hedeflediği petrol istasyonu, imar tadilatı olmaktan çıkar. Sadece şehir sakinlerinin sorun, talep ve ihtiyaçlarına endeksli bir hizmet organı oluşturulmuş olur.   Belediye Başkanı, Başkan seçilince atadığı herkes görev süresi sonunda evine geri dönmelidir. Her seçilen başkan belediyenin sırtına yeni bir kambur ekleyerek bir sürü yönetici ataması yapıyor, kendisi gidiyor fakat bu eseri 30 yıl belediyenin sırtında kalıyor. Üstelik yeni gelen belediye başkanı da bu ekiplere görev vermiyor. “İşe gelmeyin, maaşınızı alın evinizde oturun demiş oluyor.” Daha kötü niyetlisi ise görevden aldığı ekipten yan haklarını da almıyor, araç, yakıt, şoför ve kadroyu uhdesinde bırakan “emin olmayan başkanlar” da mevcut olabiliyor. Ayrıca, belediye başkanı bütçe hedefiyle hareket etmeye mecbur olmalıdır. Öyle “belediye memurlarının hazırlayıp amiri konumundaki kişilerin onayına sunduğu” göstermelik bütçe hedefleri ve bütçe onaylarından bahsetmiyorum. Bir başkan göreve geldiği günden itibaren görev süresi doluncaya kadar her yıl bağımsız denetim kurumları tarafından incelemeye alınmalı, belediyenin gelecek on yıllarını ipotek edercesine cellatlıklara kalkışamamalıdır.   Yerel yönetim reformu başlığı altında paylaşmış olduğum sadece 3 konu için yüzlerce mevzuat değişikliği yapılmasının gerektiğini biliyoruz. Ancak bir değişikliğe “reform” denilebilmesi için tökezleyen veya suistimal edilen müesseselerin kökten değişikliğe tabi tutulması gerektiğini de biliyoruz. Şeffaf yönetimler; ancak şeffaf ve liyakat esaslı sistemlerle mümkün olur. Top yekün değişim olması şarttır. Olmaması durumunda akarsuda yuvarlanan çakıl taşı misalindeki  gibi olan bir çok yerel yönetim, gelecek nesillere ihanet etmeye devam edecektir. İyi okumalar.