KURTUL AĞIRLIKLARINDAN!
“Yükselmek için ağırlıklardan kurtulmak gerek.” Böyle diyordu bir kelamı kibarda. Ağırlıklardan kurtulmak… Başlığımızı fazla kilolardan kurtulmak olarak anlayanlar olacaktır belki ama insan açısından daha derin olan ağırlıklardan, insana daha büyük bir zararı olan ağırlıklardan bahsediyoruz. Fazla kiloların yaşamsal olarak bedene birçok zararı olacaktır ancak ruha ağırlık veren, ruhu zehirleyen toksinlerden kurtulmak daha hayati bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Ruhumuzu korumaktan bahsediyoruz, ruh yorgunluğunun, gönlümüzü ağırlaştıran hususların, kalbimizi ötekileştirerek yaşanılan bir dünyanın, bize hayat sunmaktan uzak olacağını ifade ediyoruz.
Önce ruhu düşer insanın, ruhu düşünce insanın kendisi düşer, insanlığı düşer, insanlık düşer. Her yok oluş ruhun ölümü ile gerçekleşir. Onun için ruhun dirilişi gerçekleşmelidir. Varlıktan varoluşa ağırlıklarından kurtardığımız ruhun dirilişi ile ulaşabileceğiz. Bedendeki ağırlıklardan bedeni aç bırakarak kurtulabiliriz belki ama ruhumuzdaki ağırlıklardan kurtulabilmenin yolu tam tersi bir durumla, ruhun açlığı giderilerek gerçekleşecektir. Ruhu ve gönlü beslemenin en iyi yolu ağırlıklarından kurtarmak olacaktır. Çağın insanı, çağın ağları arasında ruhunu yitirmiştir. Ruhundan habersiz bir şekilde bocalamaktadır. Hem insanı, hem insanlığı, düşmüş olduğu çıkmazlarda kurtaracak yegâne yol, ruhun dirilişi olacaktır. Ruhun dirilişi ise ruhumuzu, ağırlıklarından kurtarmaktan geçecektir.
Yaşıyor olduğumuz dünya, ilişkilerimiz, arkadaşlıklarımız, işlerimiz; bizi çoğu zaman, bize yük olacak ağırlıklarla karşı karşıya bırakmakta. Bedenden ruha yükselebilmek için kalbimize, gönlümüze terfi etmek durumundayız. Ancak ruha yükselerek, ruhu ve gönlü önceleyen bir nazarla; bize birçok konuda ağırlık olan, hep bir olumsuzluk, hep bir kötümserlik aşılayarak umuttan uzaklaştıran kötü manzaradan uzaklaşabiliriz.
Evet, azizim, hafiflemen lazım!
Seni senden uzaklaştıran, seni kötü hissettiren, sende sürgit bir umutsuzluğa sebep olan her ne varsa atarak hayatından hafiflemen lazım.
Bırak kutsasın olumsuzluğu kutsayanlar!
Bırak mutsuzluğu hayatının merkezine yerleştirenler mutsuzlukları ile kalsın!
Bırak yorulmadan ve bıkmadan umutsuzluğu çağıranlar, çığırtkanlıkları ile bağırabildikleri kadar bağırsınlar!
Bırak kendilerini karanlıklarına mahkûm edenler, aydınlığa gözlerini kapatanlar karanlıklarıyla baş başa kalsın!
Bırak güzelliği öteleyen, iyiye, doğruya yol bulamayanlar, çirkinliğin ve kötülüğün girdabında yolsuz ve yönsüz kalsın…
Sen umuda yürü, aydınlığa yürü, karanlıkların ardından doğacak güne inan…
Seni sıkan, seni boğan, ruhunu yoran, kalbini sıkıştıran ne varsa çıkararak hayatından, kurtulmaya bak…
At ağırlıklarını, kurtar kendini. Ruhunu aşağı çeken ne varsa yükselmek için at ve kurtul…
Çık bu oyundan, hafiflet kendini. Umutsuzluğun, karamsarlığın, kötülüğün, çirkinliğin elinde bir oyuncak olmamak için, oyuna gelmemek için çık oyundan, çık!
Umuda inan, umuda yürü, umuda yol ol, umut ol. Umutla ol ki; sana gelen sende dirilsin…
Aklın, ruhun, gönlün karışmadan, sana yük olan ağırlığın altında daha fazla ezilmeden kurtul yüklerinden, ağırlıklarından kurtar kendini…
Yüklerini atarak yükselmeye bak, hafiflemek için kurtul ağırlıklarından…