DELİ FİLOZOF VE ALLAH
Romana ara vermiştim ama bir dostun ısrarı üzerine Deli Filozof'u okudum. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın okuduğum ikinci romanı. Yıllar önce Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivac'ı okumuştum. Cumhuriyet dönemi romanını bilhassa üslup itibariyle severim. Refik Halit, Reşat Nuri, Halit Ziya, Yakup Kadri, Halide Edip, Peyami Safa, Tanpınar, Sabahattin Ali hepsinin lezzetli bir üslubu var. Bu konuda hepsinde özel bir üslup hassasiyeti var.
"Deli Filozof" onlardan biri. Bitirene kadar bırakamıyorsun elinden. 1931 tarihinde kaleme alınmış. Toplam 439 sayfa. İki günde bitirdim. Kitap çok şey anlatıyor ama belki de en çarpıcı ve en can alıcı bölümü "filozofun Cenab-ı Hakka itirazları" başlıklı ilk dört sayfası. Bu kabil cesur satırları başka herhangi bir Türk romanında okuduğumu hatırlamıyorum. Bunları okurken Entelektüel Yalnızlık kitabımızdaki "Naz Makamında" başlıklı yazı geldi aklıma. İsterseniz filozofun bazı itirazlarını birlikte okuyalım:
Saklambaç oyununu çocuklardan evvel sen icat ettin. Ezelden beri neredesin yahu? Kalplerini nifak ve şikakla dopdolu yarattığın böyle boğaz boğaza bırakıp da ortadan çekilmek olur mu? Asarının kıyısından, bucağından bir görünüver. Zira vaziyet fenadır. Seni inkar edenler çoğaldı. Yaptığın binanın ne damı var ne temeli. Nihayetsiz boşlukta bütün kürelerin avare dolaşıyorlar. Bütün kâinat serserilik halinde.
Taraftarların, vücudunun ispatıyla uğraşa uğraşa şaşkına döndüler. Dinleyenler artık dudak büküyorlar. Bu davaya kati bir vuzuh vermek için ne yapacaksan yap. Meryem'den bir oğlun olduğu hakkındaki iftirayı asırlardan beri tekzip etmedin. Sükutun ikrardan mı geliyor? Bu görünmezlik ve bu sükut ya gurur veya kibir eseridir. İkisi de sana yaraşmaz.
Dünya yüzünde milyonlarca halk kütlelerinin mukadderatına hakim olanlar hep seni taklit ediyorlar. Çok muteazzım, egoist ve gayri mesul icraatında bu mukallitlerine iyi misaller göstermiyorsun. Herhangi bir zalimin taşan istibdadı karşısında: "uluhiyete kalkıştı" deniyor. Bütün gayri mesullerde sana benzemek için kabaran bir ceberut, bir azamet görüyoruz.
Bütün yalvarıcı kollar sana uzatılıyor. Hiç aldırmıyor gibisin. Savaşlar, kıtlıklar, ahlaksızlıklar, cinnetler, türlü hastalıklar, dünya birbirine giriyor. Bütün bu felaketlerin mesulu senden başka kim olabilir? Bu kadar büyük bir ülke kurmaya ne lüzum vardı? Hudutlarını arayanların akılları çileden çıkıyor. Bu sonsuzluğun içinde besbelli sen de kendini kaybederek apışıp kalmışsın. İdare edemiyorsun. Çünkü ülken senin akıl ve iktidarından büyük. (Hüseyin Rahmi Gürpınar, Deli Filozof, s.5-6)