ALLAH İMHAL (TE'HİR) EDER AMA İHMAL ETMEZ

  Adem (a.s) babamız ve Hz. Havva annemizin dünya hayatı serüveniyle başlayan insan nesli, çoğalınca; dünyanın farklı coğrafyalarına dağılıp, iskan ve imar işleriyle meşgul olup, hayatlarını idame etmeye başladılar... Zamanla dünyanın imkân ve olanaklarına sahip olunca, onları başka insanlarla paylaşmak istemeyen aç gönüllü ve kem gözlü olan insanlar; çevrelerindeki insanlara zarar vermeye başladılar. Her ellerine fırsat geçen de diğer insanlara zulmetmeye, onların elindekini alıp uhdelerine, zimmetlerine geçirmeye çalıştılar. Bunu bazen, kabilesinin başında bulunan zalim ve acımasızın biri yaparken; bazen de devlet işlerinde yetki ve etki sahibi olan Firavun mizaçlı despotlar yapageldiler...   Gözlerini kin ve makam sevgisi kör etmiş olan yöneticilerin bir kısmı; hukuksuz ve zalim yönetimlerine karşı; hak namına kıyam edip gelenleri, kim olursa olsun (en yakınlarını) dahi afetmemiş ve onları zindanlara attırıp işkencelerin en ağırına maruz bırakmışlardır. Allah'ın mülkünde, Allah'ın kullarına acımadan zulmeden, Allah'ın yasalarını hiçe sayan, kendi buyruklarından başka söz kabul etmeyen kadim ve modern zamanların Nemrut ve Firavunları; Allah'ın onlar için nasıl bir akıbet hazırladığından gafil idiler.   İşte bu konuyla ilgili olarak, bakınız Abdünnasır'ın hüküm sürdüğü Mısır'da; zalimlerin başına nelerin geldiğini görelim. Mısırın genel kurmay başkanı olan Mareşal Abdülhakim Amir, istihbarat başkanı Şemsi Bedran, içişleri Bakanı Salah Nasır, Sıdkı Mahmud, işkenceci Hamza Besyuni ve benzerlerini 1967 yılındaki İsrail ile savaşta mağlubiyet neticesinde hainler olarak itham edip hepsini bir günde hapishaneye tıktı ve bunları savaşta mağlup olmaya sebep gösterdi.   Allah, imhal (geciktirir) eder ama asla ihmal etmez. Şemsi Bedran diye adlandırılan kişi Müslüman kardeşlere işkence için çeşitli işkence metotları icad ediyordu. Mesela, Hacı Zeyneb el-Gazali'ye 6800 kırbaç vurdurmuştu. Bu zat bizzat işkence yaptığı hapishanelere kendisi hapsedildi. Bu defa orada bulunan Müslüman kardeşlerin tümü tekbirler getirerek Allahu Ekber Şemsi Bedran Askeri Hapishaneye giriyor diye haykırmaya başladılar.   SubhanAllah! Hak yerini nasıl buluyor. Şemsi Bedran hapishaneye girdiğinde adeta hapishane inliyordu. Şemsi Bedran kendi kendine şöyle diyordu: "Ey Seyyid Kutub. Allah sana rahmet eylesin. Belki de seni hapsettiğimiz hücre şu an benim girdiğim hücredir.   Şemsi Bedran 15 sene hapiste yattı. Peki genelkurmay başkanı mareşal Abdülhakim Amir ne oldu? Abdunnasır dedi ki: "Ben ona bir fincan zehirli kahve verdim ve önümde öldü. Allahu Ekber!   Kaldı ki Abdulhakim Amir onun eniştesi idi. Abdunnasır onu ordu komutanı yapmıştı. Fakat bir anda her şey değişti. Çünkü kalpler Abdunnasır'ın elinde değil görülmeyenleri de gören Allah'ın elinde idi. Abdunnasır'ı Abdülhakim'e kızdırdı, ona musallat etti ve böylece Allah bir zalimin intikamını diğer bir zalimin eli ile aldı. Sonra da hepsinden intikam aldı. Abdunnasır bu sağ kalanların tümünü hapse attı. (Şehid Abdullah Azzam. Tevbe Suresi Tefsiri. Sh:450)   Dünden bugüne baktığımızda, yeryüzünde istikbara kalkışan ne kadar zalim, despot, gaddar, Allah tanımaz kişi ve kimseler gelmişlerse; hepsinin de çok kötü bir akıbete duçar olduklarını görüyoruz. Nemrud, Firavun, Ebu Cehil, Haccac-ı Zalim, Lenin, Stalin, Adolf Hitler, Amerika kıtasının yerlileri olan kızıl derililerden 70 milyon insan katleden İngilizler; Cezayir'de katliam yapan Fransızlar, Japonya ya atom bombası atan Amerika, islam beldelerini kan gölüne çeviren Cengiz Han'ın gaddar orduları, Halepçe'ye attığı kimyasal bombayla 5000 belki de daha çok insanın bir anda donup ölmesini sağlayan Saddam Hüseyin; ülkemizde bir dönem hukuksuz istiklal mahkemelerinin başında bulunan canavar kadar acımasız olan kel Ali, kılıç Ali ve Necip Ali denilen heriflerin idam sehpalarında astıkları başta isklipli Atıf Hoca ve binlerce Müslümanın intikamını; mülkün tek sahibi olan Allah; miadları dolunca hepsinden teker teker alıp onları rezilu rüsvay eyledi. Şimdi onlardan geriye kalan, sadece yapmış oldukları şirretlik, kötülük, habaset ve zalimlikleridir. Allahu Ekber. Allah imhal eder ama asla ihmal etmez. Allah'ın Şanı en büyüktür... Ve lillahi-l Hamd Âla külli hal. 22 Eylül 2022.