CUMA GÜNÜ OKUNACAK DUÂLAR
Muhterem kardeşlerim…
“Cuma günü sabah namazından önce, "Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh" okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa günahları affolur.”
“Cuma namazından sonra, yedi defa İhlas ve Muavvizeteyn okuyanı, Allahü Teâlâ, bir hafta kazadan, belâdan, kötü işlerden korur.”
(İhlas; Kul Hüvallahü Ehad’dır. Muavvizeteyn; Kul Euzülerdir.)
“Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.”
“Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir.”
“Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.”
“Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın, günahları affedilir.”
“Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Ayet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan, beni rüyada görür.”
Cumâ namazından sonra şu duâyı okumak müstehabdır:
Allahümme yâ ganiyyü, yâ hamîdü, yâ mübdiü, yâ mu’îdü, yâ rahîmü, yâ vedûd. Eğninî bihalâlike an harâmike ve bifadlike ammen sivâke.
Ey Ganî, Hamîd, Mübdi, Mu’îd, Rahîm, Vedûd olan Allahım. Beni halâl ettiklerinle iktifâ ettir, haramlara düşürme. Fadlınla, ihsân ederek beni Senden başkasına muhtâc etme! demektir.
Bu duâya devam edenleri Allahü teâlâ başkalarına muhtâc etmez ve ummadığı yerden rızıklandırır.
Abdullah bin Ömer buyurdu ki:
Hâceti olan bir kimse Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri oruç tutsun. Cuma günü temizlenip namaza gitsin. Az veya çok sadaka versin. Namazdan sonra şu duâyı okursa Allahü Teâlâ’nın izni ile duâsı kabûl olur.
Allahümme innî es’elüke bismike bismillâhirrahmânirrahîm. Ellezî lâ ilâhe illâ hû. Âlimül ğaybi veşşehâdeti hüverrahmânürrahîm. Ve es’elüke bismike bismillâhirrahmânirrahîm. Ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Ellezî meleet azametühüsse-mâvâti vel arde. Ve es’elüke bismike bismillâhirrahmânirrahîm. Ellezî lâ ilâhe illâ hüve ve anet lehül vücûhü ve haşe’at lehül ebsâru ve veciletil kulûbü min haşyetihi en tusalliye alâ Muhammedin ve en tu’tînî hâcetî, diyerek hâcetini söylemelidir.
Çok önemli tembih
Erkek olsun, kadın olsun, her Müslüman’ın, her sözünde, her işinde, Allahü Teâlâ’nın emirlerine, yani farzlara ve yasak ettiklerine yani haramlara riayet etmesi lazımdır. Bir farzın yapılmasına, bir haramdan sakınmaya önem vermeyenin imanı gider. İmansız kimse, kabirde azap çeker. Ahirette Cehenneme gider. Cehennemde sonsuz yanar. Af edilmesine, Cehennemden çıkmasına imkan ve ihtimal yoktur. Küfre düşmek çok kolaydır. Her sözde, her işte küfre düşülebilir. Küfürden kurtulmak da çok kolaydır. Küfrün sebebi bilinmese dahi, her gün bir kere, Ya Rabbi, bilerek veya bilmeyerek küfre sebep olan bir söz söyledim veya bir iş yaptım ise, pişman oldum. Beni affet diyerek tevbe etse, Allahü teâlâya yalvarsa, muhakkak affolur. Cehenneme gitmekten kurtulur. Cehennemde sonsuz yanmamak için, her gün muhakkak tevbe etmelidir. Bu tevbeden daha önemli bir vazife yoktur. Kul hakkı bulunan günahlara tevbe ederken, bu hakları ödemek ve terk edilmiş namazlar için tevbe ederken, bunları kaza etmek lazımdır. (Seadet-i Ebediyye)
Namaz kılan mümindir
İtikadının küfür olduğunu kesin bilmediğimiz kimseye kâfir denmez. Çünkü cemaatle namaz kılmak İslam’ın şiarıdır. Cemaatle namaz kılarken görülen bir kimse, küfrü kesin bilinmedikçe Müslüman kabul edilir. Çünkü namaz kılmak imanın alametidir.
Elbette istisnalar bu hükme dâhil değildir. Mesela imanı olmadığı hâlde, camideki Müslümanları fişlemek için veya başka kötü bir maksatla geliyordur. Fakat durumları bilinmediği için bunlara da kâfir denmez. Kesin bilinmeden, şüpheyle hiç kimseye kâfir dememelidir. Namaz kılsa da, dinin açık bir hükmünü inkâr eden, mesela (İçki haram değildir) veya (Tesettür farz değildir) diyen küfre girmiş olur.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)