TAKVA ELBİSESİ
İnsanı diğer canlılardan ayrılan önemli bir özelliği giyimdir. Yüce Yaratıcı tarafından Hayvanların vücutlarına, kendilerini zararlı etkilerden, sıcak-soğuk gibi iklim şartlarında koruyacak, çeşitli renk ve desenlerde tüy, yün, kıl gibi doğal dokuma ile donatılmış bir deri ihsan edilmiştir. Her birinin cinsine ve yaşam tarzına uygun olarak yaratılan bu doğal giysiler, aslında inanın da giyim kuşamında istifade etmesi için tasarlanmıştır. Bu itibarla insan, hayvanlardan yararlanarak, ilim ve sanat marifetiyle çeşitli işlemlerden geçirdikten sonra sun’î kıyafetler elde etmektedir.
Kur’an-ı Kerim, insana ihsan edilen giysi nimetini şöyle ifade buyurmaktadır:
“Ey Âdemoğulları! Avret yerlerinizi örtsün ve sizi süslesin diye Biz size elbise indirdik. Takvâ elbisesine gelince, işte bu en hayırlısıdır. Bunlar Allah'ın ayetlerindendir. Belki düşünüp ibret alırlar.” (A’raf,26.) Ayette dikkat çekici hususlardan biri “enzelna: elbise indirdik” sözüdür. “indirme” tabiri, elbise nimetinin, Yüce bir makamdan, yani Rububiyetten, mahlûk seviyesine verildiğine dikkat çekmek içindir. Kur’an’da insan istifadesine sunulan demir için de aynı “indirdik” ifadesi kullanılmıştır. (Hadid, 25.) Bu da mecazi olarak, Sultan-i Kâinat tarafından kullara verilmiş bir nimet olduğuna işaret eder.
Elbisenin avret yerlerini örtmesi gerektiği ayetten anlaşılmaktadır. Avret yerleri ise, sünnette açıklanmıştır. Erkeklerin diz ve göbek de dâhil olmak üzere bu ikisinin arası; hanımların ise, el ve yüzleri haricinde diğer tüm vücutları avret sayılmaktadır. Ayrıca ayetteki “süslemesi için” anlamındaki “rîşen” kelimesiyle de elbisenin kişiye yakışacak bir güzellik ve düzgünlükte olması gerektiğine işaret etmektedir. Buna göre uygunsuz, yakışıksız, paçavralardan oluşan ya da avret yerlerini tam olarak örtmeyen kıyafetler bu ilahi ikramın ağırlığına ters düşer.
Ayette dikkat çeken ifadelerden biri de “takva elbisesi” kavramıdır. Çok kimse bu kavramın, mecazi bir elbise olan Allah korkusuna bürünmeyi ifade ettiği görüşündedirler. Oysa bunu mecaza yormak hiç de gerekmez. Yani örtülmesi zorunlu olan avret yerleri örtmekle birlikte vücut hatlarını da göstermeyecek daha kapsamlı bir elbiseye takva elbisesi denmektedir. Bu farz değil ama bu da takva elbisesidir ve daha hayırlıdır.
Örneğin erkekler için, diz ile göbek arasını örten elbise mecburi, farz olandır; ama tüm vücudu örten insanı daha güzel ve olgun gösteren elbise ise takva elbisesi oluyor. Bu farz değil ama bu da takvadır ve daha hayırlıdır. Günümüzde bir kısım dar pantolonların avret yerlerinin hatlarını tam olarak örtmediği, hele namazda secde sırasında daha da çirkin bir durum ortaya çıktığı görülmektedir.
Kişi yalnız başına dahi olsa elbiselerini tamamen çıkarıp çıplak durması doğru değildir. Peygamber (ASV) banyoda bile mutlaka bir peştemalle örtünmek gerektiğini bildirmiştir: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse peştemalsız hamama girmesin.” Buyurmuştur. (Tirmizi, Edeb,43, Hadis no: 2801.)
Avret yerlerini görmenin şeytanın tuzağına düşmeye ve fitneye sebep olduğu yine şu ayetten anlaşılmaktadır: “Ey Âdemoğulları, şeytan ana-babanızı, avret yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de fitneye düşürmesin. O ve taraftarları, sizin onları göremediğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenlerin velileri kıldık.” (A’raf,27)
Dünya hayatında insanın diğer canlılardan farklı olarak bu yapay giysilerle kuşanmasının hikmeti, yalnızca sıcak soğuktan korunmak, süslenmek ve avret yerlerini örtmekle sınırlı değildir. İnsanı bütün mahlûkatın en şereflisi konumunda yaratan ve diğer tüm canlıları onun hizmetine veren Cenab-ı Hak, bu sun’i giysileri bir rütbe bir “eşref-i mahlûkat üniforması” tarzında insana ihsan etmiştir. Yani insan bu giysileriyle tüm diğer canlılar üzerinde yetki, tasarruf ve hükümranlığını göstermektedir. Bu ikram karşılığında da Rabbine şükretmesi gerekir.