STK
Sivil Toplum Kuruluşu.
Sivil konusu;
Çoğunun yöneticisi sivil olmaktan utanan, resmi veya siyasi bir kimlik kazanma peşinde olan zihniyettedir. Zaten oralarda yer edinemediği için buradadır.
Toplum konusu;
Toplumun değil daha çok benimsediği cemaatin, siyasi görüşün veya mensubu olduğu aşiretin çıkarları için kurulmuş olduğundan toplumun çoğunu temsil etmezler.
Kuruluş konusu;
Galiba tek uyan kısmı budur. Sonuçta dernek veya vakıf olduklarından kuruluş denilebilir.
1- Bir çoğu bir kaç kişiden oluşur. Bir genel başkan veya başkanı olur(Zaten o amaçla kurulmuş ya).
Bir daha ki seçimde başkanı siyasi bir konuma aday edilirse “yerine ben geçerim” diyen bir veya daha fazla başkan yardımcısı olur.
2- Bazıları ise para akışı olan kuruluşlardır. Bunlar bol miktarda bağış alırlar. Sayıları azdır. Yöneticileri uzun yıllar hiç değişmez. Hizmetleri karşılığında kişisel servetleri hep artış gösterebilir. Hayırlara aracılık etmekten kendilerini alamazlar.
3- Bir de odalar vardır. Ticaretin ve sanayinin gelişmiş olduğu şehirlerde oda yönetimleri kallavi olur. Üretimin ve ticaretin bihakkın erbabı olan iş insanları yönetirler. Şehrin kalkınmasında lokomotif olurlar. Ancak geri kalan sıradan şehirlerde böyle olmaz. Siyasi bir konumda bir türlü yer alamayan kişiler buralar için kulis yapar ve seçilirler. Tabi doğal olarak ticaret de sanayi de gelişmemeye devam eder. O koltuklar da sadece siyasetin paf takımı olarak kullanılmış olurlar.
Yukarıda 3 madde de özetlediğimiz bir çok sivil toplum kuruluşu;
—Şehirde yanlış giden veya hiç gitmeyen bir iş için zerre kadar ses çıkarmaz.
—Halkın sorunlarından bir ufak parçacık bile dillendirmez. Hedefinde bulunan siyasi partinin “kraldan çok kralcısı” olarak yaşamlarını sürdürmeyi düstur edinmişlerdir.
—İlk seçimde aday adayı olup aday edilmediği taktirde tekrar aynı koktuğa geri dönebilen bir esnekliğe sahiptirler.
—Aday edilmeyince belki oy bile vermez. “Beni aday etmediler, oyları düşsün” fikrine kapılabilir fakat dıştan hiç belli etmeden “dava” diyerek, “çok çalıştık” diyerek seçilenleri tebrik ziyaretlerine çıkarlar.
—Kendilerine gelenlerle de bayrak ve büyük logo önünde sürekli fotoğraf çektirir Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri pozu verirler.
Özetle;
Şehrin faydalandığı sivil toplum kuruluşları varsa onları tenzih ederek, şehirden faydalanan sivil toplum kuruluşlarını bu yazımıza konu etmeye çalıştım.
Son olarak;
Milletten ve devletten faydalanan değil, milletin ve devletin faydalandığı sivil toplum kuruluşlarının makbul olduğunu belirtir, iyi okumalar dilerim.