ÖYLESİNE…
Allah'ın arzı o kadar geniş olduğu halde küçücük bir mekanda oturmak için aylık 2000-3000 TL para gerekiyor. Oturmak parayla, ısınmak parayla, su parayla, elektrik parayla. Koskoca güneşe rağmen ısınmak parayla. Dünyanın dörtte üçü su olmasına rağmen su içmek parayla. Hasılı Allah'ın ücretsiz dağıttığı her şeyi bazı insanlar fahiş ücretlerle dağıtıyor insanlara.
Mutsuzluğun gerçek nedeni mutluluğu dışsalda aramak. İnsan kendisine yetmesini bilmeli. Bunun yolu içsel bir düşünceye samimi olarak bağlı kalmaktan geçer. Huzursuzluğun sebebi kalabalıkların senin hakkında ne düşündüğünü ısrarla merak etmek, bunu bir saplantı haline getirmek. Ne kadar az insan o kadar çok huzur.
Müslümanlık: adalettir, hukuktur, haktır, dürüstlüktür, şeffaflıktır, barıştır, mütevaziliktir, erdemdir, fazilettir, eminliktir, doğruluktur, güzel ahlaktır. Şekilsel ibadetler bunlara ulaşmak için birer basamaktır sadece. Dolayısıyla bunları netice vermeyen ibadetlerin faydası yoktur.
Adam var, hayatı boyunca tek kitaba para vermemiş, tek kitap okumamış, kütüphaneye gitmemiş. Adam var, hayatı kitaplar arasında, kütüphanelerde geçmiş. İki adam da bu güneşin, bu gök kubbenin altında yaşıyor. Birinci adamın ikinci adamı anlamasını beklemek hayalden başka bir şey değil. Yazık ki çevremiz birinci adamlar ile dopdolu. Ve idarenin yuları her devirde bu birinci adamın elinde. Okumak bir üstünlük değil elbet ama cazip bir imtiyaz olduğu şüphesizdir.
Adam olmak isteyen bir Müslümana Kuran yeter de artar. Adam olmak istemeyen bir Müslümana ise Kuran da yetmez, hadis de yetmez, sünnet de yetmez, tefsir de yetmez, kelam da yetmez, tasavvuf da yetmez, fıkıh da yetmez, siyer de yetmez.
Çoğu zaman hayatın rutin oluşundan şikayet ediyoruz. Farkında mıyız bir gün rutinimiz bozulsa ne olur? Mesela bir sabah uykudan uyanamasak, bir sabah uyansak ama gözlerimiz dünyayı görmese, her gün yürüdüğümüz yolda kaza yapsak, uzun bir yolda arabamız aniden arıza yapsa, bir hafta elektrik ve suyumuz kesilse... Rabbim rutinimizi bozmasın.