HİCRİ YENİ YIL
Muhterem Kardeşlerim…
Muharrem ayının ilk günü Hicri yeni yılın ilk günüdür. Muharrem Ayının Birinci Gecesi, Müslümanların Kameri Yılbaşı Gecesidir. Muharrem ayı, Zilkade, Zilhicce ve Receb ile beraber Kur’ân-ı Kerimde kıymet verilen dört aydan biridir.
Hadîs-i Şeriflerde;
“Ayların efendisi Muharrem, günlerin efendisi Cumadır.”
“Muharrem ayında bir gün oruç tutana, bugüne karşılık otuz gün oruç sevabı yazılır” buyuruldu.
Muharrem ayının ilk gecesi, Müslümanların yılbaşı gecesidir.
Bu gün ve gecede Müslümanlar, birbirinin yeni yılını tebrik ederler. Böyle günler vesile edilerek dargınlıklar, kırgınlıklar giderilir. Allahü Teâlâ’nın emirlerini yaparak ve yasaklarından sakınarak, Allahü Teâlâ’nın verdiği nimetlere şükredilir. Günahlara tevbe edilir.
Müslümanlar, sene başı gecelerinde ve günlerinde, müsafeha ederek, mektuplaşarak tebrikleşirler. Birbirlerini ziyaret eder, hediye verirler. Sene başını dergi ve gazetelerde kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için dua ederler. Büyükleri, akrabayı, Âlimleri ziyaret edip dualarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verirler.
Başlangıç zamanına göre, zamanımızda iki türlü takvim kullanılmaktadır: Miladi takvim, Hicri takvim. Miladi sene, İsa aleyhisselamın doğum günü zannedilen zamandan başlamaktadır. Hicri takvim ise, Peygamber Efendimizin Medine’ye hicret ettiği seneden başlamaktadır.
Müslümanlar için Mekke’de kalmak, tahammül edilemeyecek derecede idi. Peygamber Efendimize durumlarını arz ederek, hicret için müsaade istediler. Bir gün, sevgili Peygamberimiz, sevinçli bir hâlde Eshâbının yanına gelip;
“Sizin hicret edeceğiniz yer bana bildirildi. Orası Medine’dir. Oraya hicret ediniz. Allahü Teâlâ Medine’yi size emniyet ve huzur bulacağınız bir yurt kıldı” buyurdu.
Resûlullah Efendimizin izni ve tavsiyesi üzerine Müslümanlar, Medine’ye birbiri ardınca, bölük bölük hicret etmeye başladılar. Son olarak da kendileri hicret ettiler ve bu hicret tarih başlangıcı oldu.
Peygamber Efendimizin hicreti
Peygamber Efendimiz, tarihçilere göre miladın 622 senesinde, Allahü Teâlâ’nın emri ile, Mekke’den Medine’ye gitti ve bu yolculuğuna Hicret denir. Cebrâil aleyhisselam, Peygamber Efendimize gelip;
“Bu gece, kâfirler seni öldürmeye karar verdi. Bu gece, Ali’yi yatağına yatır ve Ebu Bekir ile Medine’ye hicret et” dedi.
Hazreti Ali o zaman yirmi üç yaşında idi ve Peygamber Efendimize;
“Bin canım da olsa, senin yoluna fedadır” diyerek yatağa girdi.
Resûlullah Efendimiz safer ayının 27. Perşembe gecesi kapıdan çıkıp, Yasîn Sûresinin başından 12 Âyet okuyup, müşriklerin aralarından geçip gitti. Öğle vakti Hazreti Ebu Bekir'in evine gidip;
- Bu gece Medine’ye hicret etmeye emir aldım buyurdu.
Şevâhid-ün Nübüvve kitabında, Hicret şöyle anlatılmaktadır:
“Resûlullah Efendimize Mekke’den Medine’ye hicret etmesi bildirildiği zaman, bisetin, Peygamberliğin 14. senesi idi. Mekke’den ayrıldığı gece, Kureyş müşrikleri aralarında, Resûlullah Efendimizi öldürmek için anlaştılar. Gece uyku vakti gelince, Resûlullah Efendimizin kapısının önünde toplanıp, uyusun da öldürelim diye beklemeye başladılar. O gece Yâsîn Sûresinin ilk Âyetleri nazil oldu.
Resûlullah Efendimiz yerden bir avuç toprak aldı ve meali;
“Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler” olan Yâsîn Sûresi 9. Âyetini üzerlerine okuyarak ve elindeki toprağı da başlarına saçarak, aralarından geçip gitti.
Resûlullah Efendimiz mağaranın içine girer girmez, o gece mağaranın kapısının önünde bir ağaç yeşerdi. İki yabani güvercin o ağacın üzerine yuva yapıp yumurtladılar. Bir örümcek de mağaranın ağzını ağıyla ördü. Resûlullah Efendimizin Mekke’den ayrıldığını haber alan müşrikler ok ve yaylarını alıp, takibe çıktılar ve mağaranın yakınına geldiler. Aralarından birini mağaranın içine girip bakması için gönderdiler. O kimse mağaranın önüne geldi ve geri döndü. Sebebi sorulunca;
-Mağaranın kapısı örümcek ağıyla kaplı ve orada iki güvercin var. Anladım ki içeride kimse yok, dedi.
Peygamber Efendimiz, yorucu bir yolculuktan sonra Medine’ye vasıl oldu ve İslâm tarihinde yeni bir dönem başlamış oldu.
Muharrem ayının hayr ve bereketi üzerimize olsun.
Allahü Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)