KONUŞULMAYAN ÂMEL: "ALLAH YOLUNDA CİHAD" (II)
Şimdi cihadın kısaca, Luğat ve Terim manasını açıklayalım:
Cihad luğatta: (cehede), (yechedu), (cehden veya cühden) kökünden gelmiştir. (Cehede) fiilinin masdarı (el-cühdü) damme ile veya fetha ile olup vus'at (güç) veya takat manasına gelir. Denilmiştir ki: (el-cühdu) fethalı olduğu zaman meşakkat manasına gelir. (El-celdu) fethalı olduğu zaman en son had manasına da kullanılır. Ayette "En son hadde kadar yemin ettiler" yani "çok kuvvetli bir şekilde yemin ettiler" (el-cuhdu vel-cihadu) luğatta: insanın iyi şeylere nail olması veya kötülüklerin def'i için var gücüyle bütün takatını sarfetmesi manasına gelir. (Şehid Abdullah Azam. Cihad ahkamı. Sh:6) Evet, bu kısa tanım ve tariften sonra, Cihad ibadeti/vazifesi ile ilgili ayeti kerime ve hadisi Şerifleri zikredebiliriz:
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Al-i İmran Suresi, 157. ayet: Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah'tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta olduklarından daha hayırlıdır."
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle der: Bir kişi Resûlullah Efendimiz’e gelerek:
“–Bana cihada denk bir amel gösterebilir misiniz?” dedi. Resûlullah Efendimiz:
“–Böyle bir amel bilmiyorum” buyurdu ve:
“–Allah yolunda cihad eden kişi yola çıktığında, sen de mescidine girip (o dönünceye kadar) hiç bırakmadan namaz kılmaya ve hiç ara vermeden oruç tutmaya güç yetirebilir misin?” diye sordu. Sual soran kişi:
“–Buna kim güç yetirebilir ki?” dedi. (Buhârî, Cihat, 1; Nesâî, Cihat, 17. Ayrıca bkz. Müslim, İmâre, 110; Tirmizî, Fedâilü’l-Cihat, 1; Ahmed, II, 344, 423)
Selmân (r.a) der ki: Resûlullah Efendimiz’i şöyle buyururken işittim:
“Bir gün ve bir gece hudut nöbeti tutmak, gündüzü oruçla, gecesi ibadetle geçirilen bir aydan daha hayırlıdır (nafile olarak). Şayet kişi, bu nöbet esnâsında ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevabı kıyamete kadar devam eder, şehid olarak rızkı da devam eder (cennette rızıklandırılır) ve kabirdeki sual meleklerinden emniyette olur/hesâbın sıkıntısını çekmez.” (Müslim, İmâre, 163. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fedâilü’l-Cihat, 2; Nesâî, Cihat, 39; İbn-i Mâce, Cihat, 7)
Beşîr bin Hasâsiyye (r.a) der ki:
Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’e bey’at etmek için geldim. Bana, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed’in de O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet etmemi, namaz kılmamı, zekât vermemi, İslâm üzere haccetmemi, Ramazan orucunu tutmamı ve Allah yolunda cihat etmemi şart koştu. Ben şöyle dedim:
“–Ey Allah’ın Resûlü! Vallâhi bunlardan ikisine gücüm yetmez. Onlar da cihat ve sadakadır. Müslümanlar, cepheden kaçan kimsenin Allah’ın gazabına uğramış olarak döneceğini söylüyorlar. Ben ise cihat meydanına varınca, nefsimin korkuya kapılıp ölmeyi istememesinden endişe ediyorum.
Sadakaya gelince, vallâhi benim küçük bir koyun sürüsü ve on deveden başka bir şeyim yoktur. Onlar da âilemin maîşet kaynağı ve binek hayvanlarıdır.”
Resûlullah elini yumdu, salladı ve şöyle buyurdu:
“–Cihad yok, sadaka yok, peki ne ile cennete gireceksin?!” Ben hemen:
“–Yâ Resûlallah, sana bey’at ediyorum!” dedim ve koştuğu bütün şartlar üzerine bey’at ettim. (Ahmed, V, 224; Hâkim, II, 89/2421; Beyhakî, Şuab, V, 8; Heysemî, I, 42; İbn-i Kesîr, Tefsîr, II, 306, [Enfâl 8/16])
Ebû Hüreyre (r.a) der ki: Resûlullah şöyle buyurdu:
“Cennette yüz derece vardır ki, Allah Teâlâ onları Allah yolunda cihad edenler için hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gök arası kadardır. Allah’tan istediğinizde, Firdevs’i isteyiniz! Zira o, cennetin ortası ve en yüksek yeridir.” (Buhârî, Cihad, 4; Tevhîd, 22. Ayrıca bkz. Nesâî, Cihat, 18; Ahmed, II, 335, 339(kaynak:islamveihsan.com)
Evet, dostlar! Allah yolunda cihad ile ilgili daha birçok ayet ve hadisi Şeriflerin olduğu bilinmektedir. Ama ne hazin bir olaydır ki, modern çağda; Müslümanların kahır ekseriyeti bu kutsal ibadeti ya terk edip, örf, adet ve ananelerin peşine takılmakta, ya da unuttup yaşamlarından çıkarıp suyun üstündeki köpük misali çerçöp olup gitmişlerdi... Allah'ım! Nefislerimizin şerlerinden, ve âmellerimizin kötülüklerinden sana sığınırız. Cihad, bu Ümmet için kıyamete kadar, var olan/devam edecek olan bir ibadettir. Cihad ibadetinin terk edildiği beldelerde, ülkelerde, toplumlarda; fitne ve zulüm iktidar olur, sonra güçsüz ve mazlum insanların hakları gasp edilir, dünyaları cehenneme çevirilir...
Bundan dolayı, Cihad bir adet değil; Müslümanlar için, her Çağ ve zamanda kutsal bir ibadettir. Zira, o; zalimin zulmüne, ceberrutun tahakkümüne son vermekle, Şirk ve despotizmin taht ve taçlarını yerle yeksan etmek için yapılır. Bu hikmeti bilmeyenler, cihadı; keyfi olarak insanları öldürmek veya başkalarının topraklarını işgal etme şeklinde anlarlar. Hz. İmam Hüseyin Efendimiz (r.a): Hayat: İman ve cihaddır" sözüyle, Cihad ibadetini ne güzel özetlemiştir... İslam devleti özlemi ve şuuruyla kalın efendim. 21 Temmuz 2022