GÖSTERMELİK HİJYEN
Hijyen kavramını iki kategoride incelemek mümkündür.
Birincisi: Vicdani hijyendir. Bu, doğru ve yanlışın sınırını çizebilen, kişiyi her an, her yerde kontrol altında tutabilen, kişiyi niyetlerine göre yargılayan ve adına kişinin inancına göre “Vicdan" ya da “Hümanizm” denilebilen değerlerdir. Vicdan, İlahi İrade ve ilahi kanunların yaşamının gereklerini ve davranışlarının sınırlarını belirlediği aynı zamanda bir yetenek olarak da kabul edilebilecek olan “Allah korkusu” diyebileceğimiz duygu ve değerler ile izah edilebilen bir durumdur. Kişi, herhangi bir yanlış iş yapmaya kalktığında bu değerleri karşısında bulur ve vazgeçebilir.
İkincisi ise: Maddi hijyendir. Yani ürettiği gıda maddelerini, temiz üretmektir. Maddi kirlerden arındırmak ve derinlemesine temizlemektir. Maddi hijyenin gerçekleşmesi için, Manevi hijyen şarttır. Aksi takdirde her bir insanın başına bir zabıta, jandarma gibi kolluk kuvveti yerleştirilse dahi fırsatını bulur bulmaz yine yapacağını yapacaktır.
Gıda maddelerinin insan sağlığını olumsuz etkilemesi tehlikeli bir durumdur. Mikrobik hastalıkların büyük bir bölümü yiyecek ve içeceklerle meydana geldiği bir gerçektir Bulaşıcı bir hastalığı olan bir kişi bir gıda maddesine temas ettiğinde bir başka sağlıklı kişinin de bu gıda maddesini tüketmesi ile aynı hastalığa maruz kalması kaçınılmaz olmaktadır. Hijyen bu durumun olmaması için tedbir alınması anlamına da gelmektedir
Covid 19 salgın hastalığı bir nebze de olsa insanları temizlik ve hijyen konusunda dikkatli olma konusunda bir etkisi olmuştu. Ancak şimdi pandemi bitmediği halde bu bir nebze temizlik konusunun yine gevşetildiğini ve yok sayıldığını görüyoruz. Salgınla beraber özellikle bazı unlu mamulleri satan fırınlarında ekmeklerin ve diğer unlu mamullerin müşterilerin ekmek seçmemeleri için tedbir alındığını, fırıncıların maskelerini nizami bir şekilde taktıklarını, ekmek, simit poğaça, tatlı vs. verirken ellerine eldiven geçirdiğini, dezenfektan maddeler bulundurduklarını görürü bir hale gelmiştik. Doğrusu özellikle bu tür gıda imalatçılarının bu şekilde davrandığını, en azından ağızlarına burunlarına maske takarak ellerine eldiven geçirerek dahi olsa bir temiz görüntü vermeleri son derece güzel bir manzara oluşturuyordu. Ancak şimdi, salgın hastalık bitmediği, hatta daha da artarak devam ettiği, çevremizde onlarca, yüzlerce insanın bu illetten vefat ettiğini gördüğümüz halde hiç hastalık yokmuş gibi davranıldığını görüyoruz. Çünkü alınan tedbirler içten ve samimi duygularla değildi. Sadece görüntüyü kurtarmak içindi. Tabir caiz ise "göstermelik hijyen tedbirleri" alınmaktadır. Yani unlu mamulleri, tatlı vb. satan kişinin eline eldiven geçirmesi sadece müşterilerin tepkisini karşılamak içindir. Zira aynı eldiven ile para alıp, para üstü verip, hatta eldivenli eliyle kafasını kaşıyıp, ağzıyla burnuyla oynayıp aynı eldiven ile ekmeğe, tatlıya dokunmakta hiçbir sakınca görmemesi bunun göstergesidir. Bu sadece müşteriyi kandırmaktan öteye geçmeyen bir durumdur. İnsan sağlığı bu kadar tehlikede iken, salgın hastalık tehlikesi devam ederken tedbir alınmadan ya da göstermelik tedbirlerle kandırmaca tavırlar içine girilmesi bu imalattan elde edilen kazancın da helal olmadığı kanaatindeyim.
Gıda maddelerinin imalatında Hijyen konusunda gösterilmesi gereken titizlik, tüketirken de tüketmek üzere satın alırken de gösterilmelidir. Ekmeği satın alan kişi, ekmeği yapan fırıncının temiz olmasını sıhhî şartlarda imal etmesini beklediği gibi kendisinin de bu durumda başkasının sağlığını gözetmesi gerekir. Hz. Muhammed (A.S) ın “Kendin için istediğini başkaları için de iste” emirlerini unutmamak gerekir.
İnsanların temiz yiyecek üreterek helal kazanç içinde olabileceklerine veya bir başka deyişle “ekmeğini helal edebileceklerine” inanıyorum.
Afiyette kalın…