MUKTEDİR OLAMAYANLAR
Günümüzde bir çok kurum ve kuruluşta, yönetimde olduğu halde iktidar olamayanların varlığını ve bolluğunu müşahede ediyoruz.
Düşünün ki;
—Bir kuruma başkan olmuşsunuz ancak yardımcınızı veya genel sekreterinizi siz seçmemişsiniz ya da belediye şirketinizin genel müdürü sizin isteğiniz dışında orada oturuyor. Daire başkanı yapılacak kişilerin adı size ısmarlama geliyor.
(Üniversite eğitimi almış olmayı dahi tatbik edemeyen belediyelerimiz mevcut.)
Veya
—Özel sektörde genel müdür oldunuz, ancak yardımcılarınız sizin inisiyatifiniz dışında görevlendirilmiş kişilerden oluşuyor.
“Aman beni genel müdür yapın da kimlerle çalışmamı istiyorsanız onlarla çalışayım” diye göreve gelenlerin, hem kendilerini hem şirketlerini rezil ettiklerine çokça şahit olduk.
İşte bu tablolar, “iktidar olmuş ancak muktedir olamamış” sözünün vücut bulmuş haline birkaç misaldir.
“Muktedir olamayanlar her daim edilgen olmaya mahkumdur.”
Yardımcısını belirleyemeyen kimse, ekipten bahsedemez. Ekibin olmadığı yerde, çaba bile kadüktür, bireyseldir, kısırdır.
Bir belediyede asıl sorumlu olan başkandır.
Başkanın isteği dışında;
—Hayatında hiç bir başarısı olmayan birilerinin yönlendirmesiyle veya bir cemaatin/grubun/derneğin üyesi olması dışında hiç bir özelliği olmayanlar atanırsa;
***O şehirde vizyonerlikten eser olmaz.
***Dürüstlük diye bir ilke olmaz, muhatabına göre şekil alınır.
***Adamına göre davranış, kayırma ve kuralsızlık kol gezer.
“Her kurum liyakat sahibi kimselere muhtaçtır.”
“Ahalinin emaneti olan kaynakları kullanırken, işten anlamanız şarttır.”
“Anlamıyorsanız, anlayanlara muhtaç olduğunuzu bilmeniz şarttır.”
Aksi taktirde art niyetli bir firmanın, vurkaççı bir pazarlamacısının maskarası ve kurbanı olursunuz.
—Mesela, teknolojik bir ürün alınacaktır.
Fakat sizin yetkili olarak oraya koyduğunuz şahıslar, “sadece cebindeki telefonun birkaç özelliğini kullanmayı” teknolojiden anlıyor olmak sayıyorsa, bu zevat yetkili olsa neye yarar, etkili olsa neye yarar. O ürünü hiç almayın, daha iyi.
Netice olarak, milyonlarca dolar berhava olur. Vebal, boynunuza bir yılan misali dolanır.
Vay efendim, şu cemaatten tepki gösterirler,
Vay efendim, bu ilçenin belediye başkanı baskı kurar,
Vay efendim, falanca eski siyasiye beni aratırlar, kaygılarıyla kurumlar yönetilemez.
Yönetilmeye zorlanırsa;
Üzerine görev düşen, aklı başında birkaç kişi anayasal hakkını kullanıp, kolları sıvar. Bazı dönemlerin iyi anılmayanlarının yanına bir yenisini daha savar.