İbrahimoğlu: Türkiye'nin bir Arap devleti olmasını istiyoruz
İbrahimoğlu, “Bu devlet bir Türk bir Kürt bir Arap devleti olmalıdır. Hükümet bu talebi kabul ettikten sonra bunun formülünü oluşturabilir” (Ali D...
İbrahimoğlu, “Bu devlet bir Türk bir Kürt bir Arap devleti olmalıdır. Hükümet bu talebi kabul ettikten sonra bunun formülünü oluşturabilir”
(Ali DEMİR-İPEKYOL)
UNESCO Yürütme Kararı ile 2012’de kabul edilen ve bu yıl üçüncüsü kutlanan Dünya Arapça Günü için Anadolu Arapları Derneği Şanlıurfa İl Başkanı Mahmut İbrahimoğlu Arap Baharı olarak ortaya çıkan patlama ve çatışmaların kendilerinde bir bilinçlenme ve örgütlenme olarak ortaya çıktığını kaydetti.
‘DERNEĞİMİZ 2013 YILINDA KURULDU’
Derneklerinin kuruluş hikâyelerinin çocuklarına kadar indiğini belirten Mahmut İbrahimoğlu, ‘’ Dernek resmi olarak 2013 yılında kuruldu. Ancak bu derneğin temelleri kurucuların çocukluklarına kadar gider. Zira bu derneği kuranların her biri kendince dünyadaki Arapların parçalanmışlığı, ezilmişliği ve güçsüzlüğü üzerine fikirlerini yürütmekteydi. Her birimiz bir çözüm üretmek gayesiyle diğerlerinden habersiz çalışmalar yapmaktaydı. Bizim derneğin vücut bulma zamanı sosyal medyanın gelişimiyle paraleldir. Birbirinden habersiz aktivistler bu vesile ile bir araya geldi. Aslında Anadolu Arapları Derneği’ni oluşturan şartlar ile Arap Baharını meydana getiren koşullar aynıdır. Arada yansıma farkı vardır. Oralarda devrim ve savaş olarak ortaya çıkan iç patlamalar bizde bilinçlenme ve örgütlenme olarak ortaya çıktı. Bu bilinç patlamasına bir ad koymak üzere Anadolu Arapları Derneği’ni kurduk’’ dedi
‘TÜRKİYE’NİN BİR ARAP DEVLETİ OLMASINI İSTİYORUZ’
Türkiye’nin bir Arap devleti olmasını istediklerini ifade eden İbrahimoğlu, “Devletten somut beklentilerimiz çoktur ve onları buraya sığdırmak imkânsızdır. Ancak bir beklentimizi söylemek istiyorum. Biz Türkiye’nin bir Arap devleti olmasını istiyoruz. Biliyorum bu cümle çok iddialı oldu ve açıklama gerektiriyor. Bir devlet bünyesinde bulundurduğu tüm halkların devletidir. Biz Arap isek bu ülkenin en kadim halkıysak ve bu devlet bir cumhuriyetse demek ki bu devlet bizimdir. Öyleyse bu devlet bir Arap için bir Arap devletidir. Tabii ki somut olarak bunu görmüyoruz. Devlet tek bir halka endeksli olduğu için bu cümle tuhaf geliyor. Bu devlet bir Türk bir Kürt bir Arap devleti olmalıdır. Hükümet bu talebi kabul ettikten sonra bunun formülünü oluşturabilir. Başka bir talebimiz de ülke halklarının aidiyet duygusunun güçlendirilmesi noktasında çalışmalar yapılması. Bu aslında gücü dağıtmaktır. Güçlü ve modern devlet yapısı budur. Siz bir şehri bir inancı ya da bir halkı askeri siyasi ekonomik vb. tüm güçlerle donatıp diğer unsurları pasifize ederseniz ülkenizde yapısal sorunlar ve çatışmalar kaçınılmaz olacaktır. Bizler yani Araplar olarak bize ait bazı değerlerin yaşatılması ve güçlendirilmesini aidiyetimizi güçlendirecek büyük etkenler olarak görüyoruz. Buna alfabeyi örnek verebiliriz. Arap alfabesinin kaldırılıp yerine Latin alfabesinin getirilmesi bizim aidiyet duygumuzu zedelemiştir. Ya da Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerde kurulan üniversiteler Doğu’da ve Karadeniz bölgesinde kurulsaydı hem oranın halkının aidiyet duygusu güçlenmiş olacaktı hem de ekonomik dengesizlik bu kadar büyük olmazdı’’ şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE’DEKİ ARAPLARDAN BEKLENTİMİZ ÇOKTUR’
Türkiye’deki Araplardan beklentilerini açıklayan Mahmut İbrahimoğlu; ‘’ Türkiye’deki Arapların tüm Arap dünyası gibi zihinsel bir değişime ihtiyacı vardır. Bizler korku ve çıkarlarla yönetilen bir halk haline gelmişiz. Bu en ilkel harekete geçme yöntemidir. Zira korku ve çıkar hayvanların yaşam tarzıdır. Bizler büyük bir medeniyetin varisleriyiz bizim hareket noktamız korku ve çıkar olmamalıdır. Bizler inanç düşünce ve estetik odaklı hareket etmeliyiz. Onun için korkuyu bir tarafa bırakmalıyız. Küçük çıkarları bir tarafa bırakmalıyız. Zihinlerimiz ve kalplerimizi özgürleştirmeliyiz. Milletimizin yüklendiği vazifeyi fark etmeliyiz. Bu fonksiyonumuza odaklanmalıyız. Bizler son peygamberin ve ondan önce gelen peygamberlerin değerleri üzerine inşa edilmiş mısır Mezopotamya ve ön Asya kültürlerini gerçek sahipleriyiz. Dünyada sömürülen güdülen öldürülen bir millet olmak yakışmıyor bize. Sahip olduğumuz potansiyeli harekete geçirelim. Türkiye’de kimliğimize insanımıza değerlerimize sahip çıkalım. Bu değerlerimizin savunucusu olan oluşumlara destek olmalarını bekliyoruz ‘’ diye konuştu.
‘ARAPLAR BÜTÜN FARKLILIKLARIYLA BİR ULUSTUR’
Türkiye’de yaşayan Arapların bir takım inançsal farklılıklarının bulunduğunu belirten İbrahimoğlu; ‘’ Biz kişinin dinini seçme hürriyetine sahip olduğunu ama milletini ailesini seçme hürriyetinin olmadığını biliyoruz. Araplar bütün inanç ve farklılıklarıyla bir ulustur. Onlar bir arada barış ve dayanışma içerisinde yasıyorlarsa güçlü olurlar. Derneğimizde Arapların barış içerisinde yaşamasını güçlü olmalarına bağlayan bir bakış açısına sahiptir. Arapların güçlü olmasının yolu da aramızdaki ayrımcılığı kaldırarak hoşgörü kültürünü geliştirmemiz ortak çözüm arayışlarına yönelmede görüyoruz. O yüzden derneğimiz din ve mezhep fark etmeksizin ilke ve kurallarımızı benimseyen herkese açıktır’’ şeklinde açıklamalara bulundu.