Filistin için Şanlıurfa’dan haykırdılar! “Siyonistlerle direk veya dolaylı, her türlü ticaret kesilmelidir”

İsrail’in Gazze ve Lübnan’da Müslümanlara yönelik saldırıları devam ederken Türkiye’nin dört bir yanında tepkiler gelmeye devam ediyor. Şanlıurfa’da daha önce birçok protestoya imza atan Kitap Vakfı öncülüğünde bugün basın açıklaması yapıldı. Lübnan ve Filistinlilere yönelik yapılan saldırıların kınandığı basın açıklamasında Geçtiğimiz günlerde şehit edilen Yahya Sinvar da anıldı.

5

İsrail’in Gazze’de Filistin halkına yönelik saldırıları her gün artarak devam ediyor. Binlerce masum insan ve çocuğun hayatını kaybettiği bu soykırıma Şanlıurfalılardan tepkiler sürüyor. 

Daha önce İsrail’e karşı Şanlıurfa’da birçok eylem gerçekleştiren Kitap Vakfı, bugün ikindi namazı sonrası Dergah Camii önünde toplanarak, HAMAS ve Filistinlilerin Siyonist İsrail’e karşı verdiği kahramanca direnişi destekte bulunup basın açıklaması düzenledi.

Açıklamayı grup adına Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı yaptı.

BALIKÇI: 73 FİLİSTİNLİ KATLEDİLDİ 

Siyonist rejimin dün Gazze’de yaptığı saldırılarda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 73 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Balıkçı şu ifadeleri kullandı:

“Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir. 

İşgalci rejim dün Gazze’nin Beyt Lahiya bölgesinde, çoğu çocuk ve kadın, en az 73 Filistinliyi katletti ve onlarca kişiyi de yaraladı. Dikkatlerin Hizbullah ve İran’a yöneldiği son zamanlarda, işgalci rejim Gazze’deki zulmünü arttırdı, her gün onlarca Filistinliyi öldüren siyonistler birkaç gün önce insanları yakarak katletti.”

“SİNVAR KANININ SON DAMLASINA KADAR DİRENDİ”

“HAMAS genel sekreteri Yahya Sinvar, üç gün önce, Gazze’de, siyonistlerle girdiği göğüs göğüse bir çarpışmada şehit oldu.” Diyen balıkçı sözlerine şöyle devam etti: 

“Üzgünüz ama direnişe olan ümidimiz ve inancımız daha da arttı. Örnek bir direniş sergileyen, bu büyük azim ve kararlılığına karşı Rabbimizin kahramanca bir ölüm nasip ettiği Yahya Sinvar, bizlere eşsiz bir miras bıraktı.

Siyonistler, Sinvar’ın Gazze’deki tünellerde saklandığını, sivilleri ve rehineleri canlı kalkan olarak kullandığını söylüyorlardı. Oysa bütün dünya gördü ki HAMAS’ın 61 yaşındaki lideri, siyonist çeteyle en ön safta, göğüs göğüse çarpıştı ve kanının son damlasına kadar direndi. Neticede, işgal ordusunun bir tank mermisiyle şehit düştü. Büyük kahraman ve örnek İslam şahsiyeti Yahya Sinvar şehadetiyle, zalimlerin, işgalcilerin, gasıpların, suçluların ve bunlara arka çıkanların kalbine derin bir korku saldı, zulme karşı, adaletten ve özgürlükten yana olan herkese de büyük bir cesaret, inanç ve umut aşıladı. 

Tıpkı Yahya Sinvar’ın hayatının son anına kadar direnmekten vazgeçmediği gibi Filistin halkı da bir yıldır üzerlerine ölüm yağdıran işgalcilere karşı direnmekten vazgeçmiyor. Gazze öldürülüyor fakat yenilmiyor. Siyonistler Filistinlileri, uçaklarla, helikopterlerle, füzelerle, tanklarla, keskin nişancı tüfekleriyle, evlerde, okullarda, hastanelerde, ibadethanelerde, araçlarda, ambulanslarda, güvenli bölge ilan edilen yerlerde bombalıyor, insanları yakarak katlediyorlar. Tüm bu baskılara karşı Filistin halkı topyekûn direniyor ve siyonistler bu halkın iradesini kıramıyor.” 

“SARAYLARDA DEĞİL HALKIYLA İÇİÇE YAŞAYAN YENİ LİDER TİPİ”

Balıkçı, son zamanlarda şehit olan Müslüman liderlere de değindi. Balıkçı yaptığı açıklamanın devamında şunları söyledi:

“Kısa bir süre içerisinde şehit olan çok büyük Müslüman liderlerle ilgili bir not düşmek isterim. Temmuz ayında İsmail Heniyye, eylül ayında Hasan Nasrallah, üç gün önce de Yahya Sinvar şehit oldu. Rabbim en iyilerimizi ve en değerlilerimizi katına yükseltiyor. Siz de fark etmişsinizdir yeni bir lider tipiyle karşılaşıyoruz. Yalan söylemeyen, hamaset yapmayan, popülizm yapmayan, tükürdüğünü yalamayan, U dönüşleri yapmayan, koltuğa yapışmayan, saraylarda değil halkıyla içiçe yaşayan, en büyük riski göze alan, şehit kavramından rant elde etmeyen, bizzat şehit olan, yeni ve gerçek Müslüman liderlere şahitlik ediyoruz. Rabbim bütün Müslüman halklara ve bize de böyle örnek liderler nasip etsin. 

Eli kanlı işgal kuvvetleri Filistin katliamında hiçbir stratejik amacına ulaşamadı. Şimdi aynı saldırganlığı Lübnan halkına da yöneltti. Fakat iki haftadır karadan Lübnan’a girmeye çalışan işgal ordusu, hiçbir ilerleme kaydedemedi, üstelik ağır kayıplar verdi. 14 Ekim’de, Hizbullah tarafından fırlatılan SİHA’lar çok sayıda işgal askerinin hayatına son vererek siyonistleri şoka uğrattı. Askeri başarı elde edemeyen ve direnişi çökertemeyen siyonistler sivilleri katletmeye devam ediyor.

Aksa Tufanı dünyayı ikiye ayırdı. İşgale, soykırıma ve katliama karşı olan bütün özgür halklar Filistin safında yer aldı. Yeryüzünün şeytani güçleri Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, bunlarla birlikte hareket eden Batı ve yerli işbirlikçileri ise siyonistlerin safında yer aldı. Bu nedenle siyonistlerle hesaplaşmak küresel emperyalizm ve yerli uşaklarıyla hesaplaşmaktır. Siyonistlere meydan okumak, büyük kapitalist devletlere ve yerli işbirlikçilerine meydan okumaktır. Tam da bu sebeple dünyanın her yerinde milyonlarca insanla aylardır siyonistlerin korkunç katliamına karşı Filistin’e destek olmak için bir araya geliyoruz.

Aksa Tufanı’nın üzerinden 7 ay geçtikten sonra, meydanlarda kurduğumuz baskının da etkisiyle, siyonistlerle ticaretin kesilmesine karar verilmişti. Fakat görüyoruz ki siyonistlerle ticaret, hileli yollarla devam ediyor. İşgalci rejimle sözde kesilen ticaret, gerçekte devam ettiriliyor. Nasıl mı? Gelin bir örnek üzerinden anlamaya çalışalım. İki hafta önce Anadolu Ajansı ve TRT’de geçen haberlerden, bu sene eylül ayında, Türkiye’den Filistin’e ihraç edilen çeliğin, geçen senenin aynı ayına göre % 30.930,5 artış gösterdiğini öğrendik. 2023 eylül ayında 156 bin 700 dolar olan çelik ihracatı, 2024 eylül ayında 48 milyon 626 bin 330 dolar artış göstermiş. 

Filistin, bütün ihracat ve ithalatı siyonistlerin kontrolünden geçen, bütün şehir ve kasabaları siyonistler tarafından kuşatılmış, bir ayda 48 milyon 600 bin dolarlık çelik ihtiyacı olmayan ve bu miktardaki çeliği işleyecek sanayiye de sahip olmayan bir yerdir. O halde Filistin’e yapılan çelik ihracatında, geçen senenin eylül ayına göre, bu senenin eylül ayındaki 300 kattan fazla artışın açıklaması nedir? Bunun tek açıklaması, Filistin’e yapıldığı söylenilen çelik ihracatının, gerçekte siyonistlere yani işgalci rejime yapıldığıdır. 

İşgalci rejime petrol sevkiyatı da tüm hızıyla devam ediyor. İşgal rejiminin kullandığı petrolün önemli bir kısmı, Türkiye üzerinden ulaştırılıyor. Azerbaycan devlet şirketi SOCAR tarafından satılan petrol, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile Ceyhan’a, buradan gemilere yüklenerek işgalci rejimin limanlarına taşınıyor. Bugün siyonist rejimin, Filistin’i, Lübnan’ı, Suriye’yi, Yemen’i ve Irak’ı bombaladığı uçakların yakıtının önemli bir kısmını Türkiye tedarik etmektedir. 

İşgalci rejime yönelik füze ve hava araçları ile gerçekleştirilecek saldırılara karşı bu rejimin güvenliğinin sağlanmasındaki en önemli araçlardan birinin Türkiye’de yer alan ve 2012 yılında tesis edilen Kürecik Radar Üssü olduğu açıktır. NATO’ya bağlı bu üste tüm bölgeyle ilgili anlık veriler toplanarak NATO üyesi devletlerle paylaşılmaktadır. İlk günden itibaren Filistinlilere yönelik katliamda siyonistlere sınırsız destek sunan ve soykırım suçunun ortağı olan Amerika’nın Kürecik Üssü’nden elde ettiği bilgileri işgalci rejimle paylaşmadığını kabul etmek saflık olur. Türkiye’nin işgalci rejimin güvenliğini sağlayan en önemli unsurlardan biri olması hepimiz için büyük bir utanç vesilesidir. 

Siyasi iktidar Siyonist işgal rejiminin Filistin’de soykırım yaptığını ilan ediyor. Fakat bu rejimle ticareti gerçekten kesmiyor. Siyonist saldırganlığın Türkiye için tehdit olduğunu beyan ediyor fakat siyonistlere petrol sevkiyatını kesmiyor. Tüm dünyaya işgalci rejimin icra ettiği katliamların durdurulması çağrısını yapıyor fakat işgalcileri koruyan Kürecik Radar Üssü’nü kapatmıyor. 

Diğer taraftan Adana’da, Ankara’da ve İstanbul’da, işgalci rejimle tüm ilişkiler kesilsin çağrısı yapanlar gözaltına alınarak düşünce özgürlüğü, basın açıklaması ve protesto hakkımız engelleniyor.

Türkiye’nin her yerinde meydanlardan siyasi iktidara sesleniyoruz: Siyonistlerle direk veya dolaylı, her türlü ticaret kesilmelidir. İşgal rejime petrol sevkiyatına son verilmelidir. İşgalcileri koruyan Kürecik ve İncirlik Üsleri kapatılmalıdır. Hala yürürlükte olan serbest ticaret anlaşması iptal edilmelidir. Soykırım sürecine fiilen iştirak eden çifte vatandaşlar cezalandırılmalıdır. 

Yahya Sinvar’ın şehadeti bizlere, korkunun ve pasifliğin zillet, cesaretin ve harekete geçmenin de izzet olduğunu tekrar gösterdi. Bizler izzeti zillete tercih ediyoruz. Siyasi iktidardan da bunun gereğini yerine getirmesini istiyoruz.

Aylardır dillendirdiğimiz bu taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğimizi tekrar ilan ediyoruz”.