Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte kapalı alanlarda beslenen hayvanların yem tüketiminde belirgin bir artış gözlemleniyor. Ancak yem fiyatlarının sürekli yükselmesi, hayvancılıkla uğraşan besicileri ciddi bir sıkıntıya sokuyor. Alım gücünün azalması, vatandaşları giderek zor duruma düşürüyor ve bu sürdürülemez bir tablo oluşturuyor. Ayrıca, vatandaşlar sorunlarını iletebilecekleri yetkililere ulaşamadıklarından dolayı da büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarından yakındı.
“TÜRKİYE’NİN GIDA GÜVENLİĞİNİ İLGİLENDİREN BİR SORUNDUR”
Birgün’den Ebru Çelik haberine göre, CHP Tarım ve Ormancılık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, kış aylarına girerken, üreticinin kapalı ortama çekilen hayvanları besleyebilmesi için ciddi bir destek paketine ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, “Yem fiyatlarına gelen artış, hayvancılıkla uğraşan insanlarımızın yaşamını zorlaştırıyor. Bu, yalnızca üreticilerimizin değil, tüm Türkiye’nin gıda güvenliğini ilgilendiren bir sorundur. Üretimi devam ettirmek, yerli ve milli tarım politikalarını güçlendirmek adına acil önlemler alınmalıdır” diye konuştu.
Adem, süt yeminin artışıyla ilgili, “Geçtiğimiz iki ay içerisinde süt yemine dört kez zam yapılırken, yalnızca son bir hafta içinde ortalama 30 TL artış yaşandı. Süt yemi fiyatları 537 TL’den 567 TL’ye çıkarken, bazı çeşitlerde bu artış 620 TL’ye kadar ulaştı” dedi.
“SÜTÜMÜZÜ DE BU GİDİŞLE DIŞARDAN İHRAÇ EDECEĞİZ”
Hayvancılığın en yaygın olduğu bölgeler arasında Diyarbakır ön sıralarda yer alıyor. Diyarbakır Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanı Çetin İnanç, yem fiyatlarını artışından dolayı süt satan inek bakıcılarının, süt ineklerine artık bakamadığını anlattı.
İnanç, “Geçen yıl besi yemi fiyatları 330 lirayken bu yıl yaptıkları peş peşe zamlarla üreticileri isyan ettirdiler. Eylül ayında yaptıkları yüzde 20’lik zam ile yem fiyatı 480’den 560 liraya yükseldi. Ne etten ne de sütten hayvancılar artık kazanamıyor. Sütün kilosu en düşük 14 liraya alınıyor 40 liraya satılıyor. Bu insanlar etten kazanamıyor, süt verecek ineğe bakamıyor, her şeyimizi aldığımız yetmiyormuş gibi etimizi, sütümüzü de bu gidişle dışardan ihraç edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“GEÇEN SENE ETİN KİLOSUNU 500 LİRAYA SATARKEN ŞU AN 280 LİRAYA SATIYORUZ”
Diyarbakır Bağlar bölgesinde 25 yıldır hayvancılıkla uğraşan Mehmet Albayrak, devletin üreticilere üvey evlat muamelesi yaptığını ileri sürerek, “25 yıldır hayvancılıkla uğraşıyorum bu durumlara düşeceğimiz asla tahmin edemezdim. Süt ineklerime bakamadığım için geçen yıl sattım. 600 hayvana bakabileceğim alanda 150 tane hayvana ancak zorla bakabiliyorum. Eskiden hayvancılık dediğin şey değerliydi, kazandırırdı. Şu an yeme gelen zamlar cebimizi de canımızı da yakıyor. Sadece yem ile kalsa yine iyi; elektriği, suyu, kamyoneti, otu, ilacı derken borç bataklığına giriyoruz. Eylül ayında yeme koydukları zam yetmezmiş gibi tedarikçilerimiz bu ay içerisinde tekrar zam geleceğini söylüyor. En az 2 yıl bir hayvana bakmak gerekiyor o hayvanı satabilmek için devlet ipoteksiz kredi bile vermiyor, her şeyimizi alsınlar da kurtulalım artık. Geçen sene etin kilosunu 500 liraya satarken şu an 280 liraya satıyoruz. Ben halkımızın da rahat et yemesini istiyorum ancak, benim maliyetim düşmeli ki vatandaşlarımız da ucuza et yesin. Hayvanların bari ilaç parasına yardım edin, ya da ilaçlarının içeriğini ve fiyatlarını denetleyin diyoruz o da olmuyor. İlaç aldığımız yerler denetlenmediği için bize istedikleri fiyata satıyorlar, hayvanlarımız ölmesin, hastalanmasın diye de almak durumunda kalıyoruz. Aldığımız ilaçlar da nasıl ilaçlar belli değil” diye konuştu.
Yaşadığı bölgede üreticinin derdini dinleyecek kimsenin olmadığını belirten Albayrak şöyle konuştu:
“Bizim kaldığımız ilçeye milletvekilleri ziyarete geliyor. Biz dertlerimizi anlatmak, konuşmak istiyoruz. Ancak gelen kişilerin yüzünü göremiyoruz. Bizden kaçıyorlar şikâyetlerimizi dile getireceğimiz için korkuyorlar yanımıza gelmeye.”