Şanlıurfa’daki cuma hutbesinde “Narin” vurgusu

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu hafta yayımladığı Cuma hutbesinde Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesinde 8 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesini ve Gazze’deki çocukların acı dolu ölümlerine Cuma hutbesinde yer verdi. Peygamberimizin güzel ahlakını ve çağlar üstü mesajlarını insanlıkla vurgulayarak, adalet ve merhamet çağrısında bulunuldu.

5

Diyanet İşleri Başkanlığı, Cuma hutbesinde, Türkiye'nin gündeminde derin izler bırakan 8 yaşındaki Narin Güran’ın acı dolu ölümüne ve Gazze'de hayatını kaybeden çocuklara dikkat çekti. "Mevlid-i Nebi" konulu hutbede, Narin Güran gibi çocukların ve masumların güvenliğinin sağlanmasının, ahlaki sorumluluk ve adalet anlayışının bir gereği olduğu belirtildi.

Hutbede, “Kalpleri kararmış, vicdanları körelmiş zalimlerin kurbanı” olarak nitelendirilen çocukların dramı karşısında insanlığın birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiği söylendi. 

Başka Narinlerin katledilmemesi için Peygamber Efendimizin güzel ahlakının tüm insanlığa taşınması gerektiği, çocukların ve masumların güvenliğinin sağlanmasının vurgulandığı hutbede şunlar yer aldı: 

“KALPLERİ KARARMIŞ VİCDANLARI KÖRELMİŞ ZALİMLERİN KURBANI MASUM BEDENLER OLUYOR” 

“Kıymetli Müminler! Ne hazindir ki her geçen gün, insani değerlerin ayaklar altına alındığı, masum çocukların acımasızca katledildiği, her türlü kötülüğün açıkça işlendiği bir zamanda yaşıyoruz. Kalpleri kararmış, vicdanları körelmiş zalimlerin kurbanı, nazik ve narin bedenler oluyor. Böylesine bir ortamda Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in sadece mevlidini anmak ve hatırasını yâd etmekle ona karşı sorumluluğumuzu asla yerine getirmiş olamayız. Bugün bize düşen; Allah Resûlü (s.a.s)’e hakkıyla tabi olmak, bizlere bıraktığı en büyük miras olan Kur’an-ı Kerim’e ve sünnetine sımsıkı sarılmaktır.”

DİNDARLIĞIMIZI YENİDEN SORGULAMALIYIZ 

“Başka Narinler’in canice katledilmemesi, başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki masumların canlarına kıyılmaması için Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakını ve çağlar üstü mesajlarını insanlıkla buluşturmaktır. Barış dini İslam’ın, hayat rehberi Kur’an-ı Kerim’in, rahmet peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in, insanlığın sığınabileceği tek liman olduğunu ısrarla anlatmaktır. Dinimizi ve dini değerlerimizi değil, dindarlığımızı yeniden sorgulamaktır.

O kutlu Nebî’nin sünnet-i seniyyesinin tüm insanlık için bir kurtuluş pusulası ve bir hayat kılavuzu olduğunu unutmamaktır. İşte o zaman dünyamızda zulüm ve haksızlıklar sona erecek, insanlar güven içinde kardeşçe bir arada yaşayacaktır. Kimse kimsenin canına, malına, namus ve iffetine zarar veremeyecek, masum canlar hayatlarının baharında solmayacaktır.”