Şanlıurfa’da özel günlerin vazgeçilmezi! Hikayesini duyunca çok şaşıracaksınız

Şanlıurfa'nın meşhur lezzetlerinden biri olan mırra, sadece acı bir kahve değil, aynı zamanda köklü bir tarihin ve zengin bir kültürün ürünü. Peki mırra nedir, nasıl yapılır ve neden bu kadar özeldir? Gelin mırranın hikayesine birlikte göz atalım.

5

Şanlıurfa’nın önemli tadımlık lezzetlerinden biri olan ve yöre halkının vazgeçilmezleri arasında yer alan mırraya talep gün geçtikçe artıyor. Hazırlanışı yönünden diğer kahvelerden farklı olan mırranın, içerdiği mineraller sayesinde de birçok rahatsızlığa iyi geldiği biliniyor. Kentin yöresine ait has içeceklerin başında gelen mırra; düğün, taziye gibi etkinliklerde misafirlere ikram edilir. Şanlıurfa’da sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen mırranın hikayesi nedir? İşte detaylar…

MIRRA NEDİR?

Mırra, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve bazı Arap ülkelerinde geleneksel olarak tüketilen bir kahve çeşididir. Adı, Arapça’da “acı” anlamına gelen "murdan" kelimesinden türemektedir. Osmanlı dönemine kadar uzanan tarihiyle mırra, Orta Doğu’nun zengin kültürel mirasının önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir.

MIRRA NASIL YAPILIR?

Mırra, incecik dövülmüş kahve çekirdekleri kullanılarak yapılır. Bu çekirdekler, su ve bazen şeker eklenerek uzun süre kaynatılır. Diğer kahve türlerine göre daha uzun süre kaynatıldığı için daha yoğun ve acı bir tada sahip olur. Mırra, klasik kahve fincanlarında değil, tek nefeste içilebilecek kadar az doldurulabilecek küçük çömleklere benzer fincanlarda servis edilir.

MİSAFİRPERVERLİĞİN VE SAYGININ BİR SEMBOLÜ

Mırra, sosyal yaşamda önemli bir yere sahiptir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve Arap kültürlerinde, mırra ikramı misafirlere değer verildiğini ve onlara büyük bir önem atfedildiğini gösterir. Mırra, misafirperverliğin ve saygının bir sembolüdür.

MIRRA NASIL İKRAM EDİLİR?

Mırra, geleneksel olarak bakır, işlemeli bir ibrik ya da cezveye aktarılır ve kulpsuz, küçük bir fincanla servis edilir. Serviste yaş olarak büyükten küçüğe doğru bir sıra izlenir. Kahveyi servis eden kişi, konuğa bir içimlik fincanı doldurur. Konuk, kahveyi içtikten sonra fincanı geri verir. Kahveyi servis eden kişi, her servisten sonra bardağı silerek bir sonraki konuğa aynı fincanla ikramda bulunur.

Mırra içimi ile ilgili çeşitli rivayetler de bulunmaktadır. Fincanı masaya ya da yere koyan kişi, fincanı altınla doldurmak, kahveyi servis edenle evlenmek ya da kahveyi servis edeni evlendirmekle yükümlü olduğu söylenir.

MIRRANIN HİKAYESİ

Geleneksel olarak Şanlıurfa’da da oldukça önemli bir yer tutan Mırra’nın hikayesini yazar ve fotoğrafçı Sabri Kürkçüoğlu şöyle aktarıyor:

“Kahvenin Urfa’ya ilk geldiği yıllarda, adamın birisi bulunduğu sohbetlerde kahve diye bir içeceğin kahvehanelerde bulunduğunu duymuş ve şehre geldiğinde Köroğlu Kahvehanesine gitmiş. Kahveci: “Ne içersiniz?” diye sormuş. Adam da Arapça: “Bana bir batman kahve getir” deyince, kahveci adamın kahveyi tanımadığını bilmediğini anlamış. 

Kahveci cezveyi doldurmuş getirmiş. Adam bunu görünce: “Yahu ben sana bir batman getir dedim, sen küçük bir kapla getiriyorsun” demiş. Kahveci de: “Sen bu kahveyi iç diğerini hazırlıyorlar” diyerek fincana kahveyi doldurup adama sunmuş. Adam içer içmez yüzünde bir burukluk ifadesi belirmiş. “Nasıl buldunuz?” demiş kahveci. Adam kahveye yabancı olmasına rağmen Arapça çok güzel bir söz söylemiş: "Ye lon mi hi şerıp tel ırcel le çen gılıt mırra". 

Harran yöresel lehçesindeki bu ifadenin fasih Arapça, yani yazı dilindeki karşılığının transkripsiyonu şöyledir: Lev mâ hiyye şeribtu'r-ricâl le-kân kultu murrâ (Bunu er kişiler içmeseydi belki ben buna “mırra” (acı) derdim)”. 

Adam burada “mırra” (acı) kelimesini istemeyerek kullandığını ifade ediyor ki, kahveci alınmasın ve diğer içenlere de hakaret olmasın. Belki bunun için “mırra” sözcüğü “acı kahve”anlamında kullanılagelmiştir. Ve gerçekten acımsı bir tadı olduğu için az miktarda ikram edilmektedir. Ve sevilerek içilmektedir. (Halil Binbaşıoğlu’ndan 1999 yılında derleyen Em.Öğr.Gör. S. Sabri KÜRKÇÜOĞLU/Kültürel Miras Araştırmacısı)”