Şanlıurfa’da çiftçiler arazilerini sulamak için elektrikli su motorları kullanıyor. Bu nedenle tarlaların sulanmasında maliyet elektrik faturaları nedeniyle artıyor.
2018 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile 6 ilde tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketim bedelinin desteklenmesine yönelik uygulama, 2024 yılı itibarıyla sona erdi.
Şanlıurfa’nın yanı sıra Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerinde çiftçinin tarımsal sulamada kullandığı elektriğe yüzde 50 indirim desteğinin kalkmasına çiftçiler tepkili.
Sezon başlamadan sulama birlikleri dönüm başına sulama ücretlerini belirledi. Bu yıl uygulanacak olan su kullanım hizmet bedelleri bitki çeşitlerine göre farklılık gösteriyor.
Atatürk Barajı Sulama Birliği’nin pamuk, mısır, şeker pancarı için dönüm başına belirlediği sulama bedeli 2 bin 700 TL.
Bu rakamlar bölgedeki çiftçinin tepkisini çekmiş durumda. Ürünlerinin girdi maliyetlerindeki artıştan sonra para kazandırmadığını belirten çiftçiler, dönüm başına belirlenen sulama bedelinin altından kalkmalarının mümkün olmadığını belirtiyor.
DÖRTKARDEŞ: OTOMATİK OLARAK ÇİFTÇİYE YANSIYOR
Ziraat Mühendisi Abdülkerim Dörtkardeş, sulama birliklerinin suyun dağıtımı, iletimi ve tarla başına götürülmesi için hizmet bedeli aldığını, bunun da otomatik olarak çiftçiye yansıdığını kaydetti.
Sulama birliklerinin hizmet bedelinin bütçede ayarlandığını belirten Dörtkardeş, “Sulama birliklerinin girdileri de yüksek olduğu için, işçi ve personel çalıştırdığı için, akaryakıt masrafı olduğundan dolayı, bu rakam ona göre hesaplanıyor. Atatürk Barajı Sulama Birliği enerji ile su dağıtımı, iletimi yapıyor. Ama bu bölge cazibe sulama bölgesi olsa (elektrik enerjisi kullanılmadan) çok avantajlı olurdu. Enerji ile olduğu için bu kadar rakamlar yüksek. Enerji fiyatları yükselince rakam yükseliyor. Ama Harran Ovası’nda böyle bir şey yok, çok daha ucuz. Orası cazibe bölgesi, kendiliğinden su geliyor. Enerji harcamadan suyunu alıyor” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİ FAZLA SULAMA İHTİYACI OLMAYAN BİTKİLERE DÖNER”
“Çiftçinin alternatifi yok, ekmek zorunda tarlasını” diyen Dörtkardeş, çiftçinin artık daha az su isteyen ürüne yöneleceğini vurguladı. Dörtkardeş, “Pamuk ektiği zaman fazla sulama gidiyor. Çiftçi buğdaya döner, mısıra döner. Fazla sulama ihtiyacı olmayan bitkilere döner” dedi.
DEVECİ: ÇİFTÇİLER SEZON BAŞINDA DEPOZİTOYU NASIL ÖDEYECEK?
Süleyman Deveci eczacılığı yanında yıllarca sulu tarımla da uğraşan bir isim. Ancak Deveci, arazi sulama bedellerinin çok yüksek olması sebebiyle sulu tarım yapmaktan iki yıl önce vazgeçmiş durumda.
Urfa çiftçisinin elektrik dağıtım şirketi Dicle Elektrik ile imtihanının bitecek gibi olmadığını belirten Deveci, hemen hemen her sezon başında Dicle Elektrik’in çiftçilere “mutlaka kötü bir sürpriz yapmadan duramadığına” dikkati çekti.
“Bu defa da henüz sulama sezonu başlamadan Dicle Elektrik, elektrik enerjisi kullanarak çiftçisine su vermeye çalışan dört sulama birliğinden 70 milyon TL depozito yani güvence bedeli talep etmektedir” diyen Süleyman Deveci, sezon başında istenilen depozito ile ilgili şunları dile getirdi:
“Sulama birliklerinin kâr amaçlı kurulmadıkları sadece denk bütçe mantığıyla işletildikleri hepimizin malumudur. Dolayısıyla banka hesaplarında bir sonraki yıla devreden bir paraları da olmaz.
Hal böyleyken henüz çiftçisine arazi sulaması için verdikleri bir damla su dahi yokken; çiftçiler sezon başında 70 milyon TL parayı nerden bulup depozito olarak Dicle Elektrik’e ödeyecek?
Sulama birlikleri, zaten girdiler altında ezilen çiftçiden henüz kullanmadıkları suyun parasını peşin mi alsın!”
Süleyman Deveci, cazibe suyu (elektrik enerjisi kullanılmadan) ile çiftçisine su veren sulama birlikleri dönüm başı 250-300 TL alırken, elektrik enerjisi kullanan birliklerin ise 2 bin 700 ile 11 bin TL arası ücret talep ettiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son iki yıldır ürünü para etmeyen çiftçi dönem sonu dahi bu parayı ödeyemezken Dicle Elektrik’in yeni depozito uygulamasından kaynaklı peşin ödemeye zorlanması Urfa çiftçisini zora sokacak ve adeta ekim yapmaktan vazgeçer hale getirecektir. Ya da sulama birliklerini çiftçiye su veremez hale getirecektir. Zaten bahsettiğimiz su bedelleri sezon sonunda dahi ödenecek gibi değil.
Motorinin litre fiyatı 45 TL, gübrenin tonu 12 bin ila 22 bin TL, bir tarım işçisinin günlük yevmiyesi 600-800 TL arası iken çiftçinin son iki yıldır para kazanmadığı ortadadır.
Önceki yıllarda devletin sulama birliklerinin enerji giderlerine verdiği yüzde 50 devlet desteğinin de artık verilmeyecek olması çiftçinin elini kolunu bağlamıştır.”
Deveci, kısa ve uzun vadede çözümü için şunları sıraladı:
“1- Dicle Elektrik dağıtım şirketi 70 milyon TL depozito talebinden vazgeçmelidir.
2- Devletin bugüne kadar sulama birliklerine verdiği yüzde 50 desteği bu yıl da devam etmelidir.
3- Sulama birlikleri de enerji dışındaki harcama kalemlerini minimize edip dönüm başı su ücretlerini makul seviyeye çekmelidir.
Uzun vadede çözüm;
1- Yıllık 100 milyar TL bütçesi olan Tarım Bakanlığı bu bütçenin sadece 3 milyarını ya hibe ya da uzun vadeli kredi olarak sulama birliklerine vermeli ve bir an önce güneş panelleri kurulmalıdır.
2- Gerek cazibe suyu, gerekse elektrik enerjisi kullanarak çiftçisine su temini yoluna giden tüm birliklerin giderleri bir havuzda toplanmalı ve tüm Urfa çiftçisinden aynı ücret alınmalıdır.
Bazı sulama birlikleri elektrik enerjisi kullanmadan su temin edebildikleri için kendi çiftçisinden dönüm başı su ücretini 250-300 TL alıyorken; bazıları da elektrik enerjisi giderinden kaynaklı 2 bin 700 ile 11 bin TL arası birim su ücreti talep etmektedir.
Oysa bu çiftçi kardeşlerimiz aynı şehirde, aynı sınıf tarlaya, aynı ürünü ekmektedir. Hakkaniyetli olan da suya aynı ücreti ödemektir.”
Deveci, “Sonuçta ya bir tarım ülkesine yakışır bir şekilde çiftçimizin arkasında duracağız ya da tarımdan vazgeçip dışa bağımlı bir ülke olacağız” ifadelerini kullandı.