FIKIH BİLMEDEN İMANDAN BAHSEDİLMEZ
Muhterem Kardeşlerim… * Fıkıh bilmeden imandan bahsedilmez. Küfre düşürücü ifade kullananın imanı gider de haberi olmaz. Evli ise, nikahı da gider. *...
Muhterem Kardeşlerim…
* Fıkıh bilmeden imandan bahsedilmez. Küfre düşürücü ifade kullananın imanı gider de haberi olmaz. Evli ise, nikahı da gider.
* Günah işleyince hem kalb ile tevbe ve dil ile istiğfar eyle. Tövbeyi asla geciktirme.
* Bir işi yaparken kalbin rahat etmezse, sıkılırsan, çarparsa o işi terk et.
* Bütün ibadetlerini kusurlu bil, hakkı ile yapamadığını düşün.
* Çok yeme, az da yeme, yemekte itidal üzere ol.
* Her işte iyi niyet yap. Kalb ile halis, Allahü Teâlâ emrettiği için niyet etmedikçe, hiçbir ibadete başlama.
* Faydasız, hele zararlı olan şeylerle vakit geçirme.
* Az konuş, az uyu ve az gül.
* Arkadaşlarınla lüzumlu şeyleri öğretecek ve öğrenecek kadar görüş, diğer vakitleri ibadetler ile kalbi temizleyecek şeylerle geçir.
* Dost düşman herkesi güler yüzle ve tatlı dille karşıla, hiç kimse ile münakaşa etme.
* Herkesin özrünü kabul et, kabahatlerini af et, zararlarına karşılık yapma.
* Her işi Allahü Teâlâ’ya havale et. Fakat sebeplerin tesir etmesini Allahü Teâlâ’dan bekle.
* Hiçbir farzı kaçırma ve geciktirme.
* Hep kendini düşünme, Allahü Teâlâ’dan başka kimseye güvenme.
* Sıkıntılı zamanlarda Allahü Teâlâ’dan ümidin kesme, hiç üzülme.
* Evlat ve aile ile daima tatlı sözlü ve güler yüzlü ol. Onlarla da, zaruret miktarı kadar, haklarını ödeyecek kadar görüş.
* Kavuştuğun halleri herkese söyleme. Makam ve servet sahipleri ile çok görüşme. Her halinde sünnete uymaya ve bid’atlerden sakınmaya çalış.
* Sıkıntılı ve ferahlık zamanında halinde bir değişiklik olmasın. Varlık ve yokluk zamanları halini değiştirmesin. Hepsi geçicidir, her an imtihanda olduğunu unutma.
* Evliyaların hallerini, nasihatlerini oku; garipleri ziyaret et.
* Hiç kimseyi gıybet etme, çekiştirme, gıybet yapana mani olmaya çalış.
* Emri Marufu ve Nehyi Anil Münkeri, yani nasihati elden kaçırma.
* Fakirlere Mücahidlere mal ile yardım et. Hayır hasenat yap.
* Günah işlemekten çok kork. Fakirlikten korkarak cimrilik yapma. Fakir olunca üzülme. Allahü Teâlâ servet de ihsan eder.
* Fakirlere ve bütün din kardeşlerine hizmet et. Büyüklerimiz kendi nefsleri için değil din kardeşlerine yardım etmek için kazanmışlardır. Mürşidinin sohbetinde, yanında edepli olmaya çalış. Ondan ancak edepli olan istifade eder.
* Doğarken sen ağladın çevrendekiler güldü, öyle bir hayat yaşa ki herkes ağlarken sen gül....
* Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.
* Kul hakkından korkan ayağını uzatıp yatamaz.
İman edin ne demek
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
* Bir büyük zata talebesi sorar:
- Efendim, Allahü Teâlâ bir Âyet-i Kerimede mealen, “Ey iman edenler iman edin” buyuruyor. Bunların hem iman ettiklerini bildiriyor, hem de iman edin buyuruyor. Burada, “iman edin” ne demektir?
Cevaben buyuruluyor ki:
- “Beni tanıyın” demektir.
- Efendim, herkes Allah diyor, tanıyor. Peki, tanıyın ne demektir?
- Habibimin getirdiklerine inanın, emir ve yasaklara uyun demektir. Tanımak, sevmek ve itaat etmek demektir. Allahü Teâlâ’yı tanıyan onu sever. Onu seven de emir ve yasaklara uyar, yani farzları yapar haramlardan kaçınır. Allahü Teâlâ ibadet yapılarak sevilir, tanınır.
* Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
3 kişinin Cennete girmesine ben kefilim:
1-Gıybet etmeyen,
2- Şaka dahi olsa yalan söylemeyen,
3- Güzel ahlak sahibi olan.
Yine buyurdu ki:
Cennette benim yanımda kim olur biliyor musunuz?
Eshab-ı Kiram sukut etti. Allah'ın Resulü daha iyi bilir dediler. O zaman Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
“Cennette benim yanımda ahlakı en güzel olanınız bulunur.”
* Mezhep imamlarına, Ehli Sünnet Âlimlerine, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklere tâbi olanlarla olmayanların farkı şudur: Tâbi olmadan hizmet etmeye kalkışanlar, akşam olunca çalışırlar. Yani karanlıkta ne yaptıklarını görmezler, yaparlar yıkarlar, kırarlar dökerler. Tâbi olanlar ise sabahleyin ışığın altında çalışırlar. Ne yaptıklarını görürler, yaparlar, yıkmazlar kırmazlar dökmezler.
* Bize dinimizi imanımızı öğreten, ehli sünnet üzere yetiştiren annemizin babamızın çok duasını alalım. Onların hakkı ödenmez. Onlarla münakaşa etmeyelim. Onlar ne derse haklıdır. Münakaşa edersek ipler kopar. Peygamber Efendimize biri geldi dua istedi, “Annenden iste” buyurdu. Annem öldü deyince, “Babandan iste” buyurdu. Babam da öldü deyince, “Teyzenden iste” buyurdu. İşte onların hakkı bu kadar önemli.
* Asıl bayram, son nefeste imanla ve şehit olarak çene kapatmaktır. Son nefeste Allah demektir. Son nefeste Allah demek için, onu çok söylemek lazım, kim neyi çok söylerse son nefeste de onu söylemesi kolay olur.
* Müslüman’ın siması, kelamı, taamı hep şifadır. Yani yüzü de, sözü de, ikramı da hep şifadır.
* Allahü Teâlâ bir kulunu korursa, kimse ona bir şey yapamaz. Yapmaya çalışan da, kendine yapar.
* İlim cahilliği götürür, fakat ahmaklığı götürmez.
* Geleceğiniz bakımından iki büyük tehlike var: Biri israf, diğeri kibir.
* İnsan gece gündüz tam bin sene tesbih çekse, bunun hepsi, yarım sayfa dinini imanını doğru öğreneceği kitap okumak yerine geçmez. Çünkü tesbih çekmek nafile ibadettir. Nafile farzın yanında denizde damla değildir. Akşam yatmadan yarım saat kitap okuyup, bütün gece yatsa daha kârlı olur.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)